150'lilikerle Malta Sürgünleri, madalyonun iki tarafında yer almış olan kişilerdir. Onun için bu kişileri iki ayrı kitapta toplama çalışmalarımı aynı zamana denk getirdim.
Madalyonun bir tarafındakiler Türklüğe, Türk Devletine, Atatürk'e ve Milli Mücadeleye ihanet ettikleri suçlamasıyla Kuvva-yı Milliye Meclisi tarafından vatan haini ilan edilip ülkeden kovulanlar…
Madalyonun diğer yanındakiler ise tam tersine Türk milleti, Türk vatanı, Türk istiklali uğruna savaştıkları için, İngilizler ve onların güdümüne girmiş olan son Osmanlı hükumetleri tarafından tutuklanıp Bekirağa bölüğü ile çeşitli hapishanelere atılanlarla, İngilizlerin Malta Adasına sürgüne gönderildikleri kişiler...
Şurası muhakkak ki, her iki gruptakilerin tamamını, kesin olarak "vatan haini" veya tam bir "vatan aşığı" diye vasıflandırmaya kalkışırsak yanılırız. 150'liklerin hepsi de hain miydi? Gerçeği o kişileri tek tek ele aldığımız zaman öğreneceğiz. Mesela Refik Halit Karay'ın vatandan uzakta kaldığı yıllarda memleket hasretini ve memleket sevgisini dile getiren içli hikâyelerini okuyunca, bu adama nasıl vatan haini damgası vurulabilir, diye insan düşünüyor. Sonra "Ayol nedir bu gürültü patırtı, bunlar mı Avrupa ile başa çıkacak?" diye Milli Mücadelecilerle alay eden yazılarını okuyunca da şaşırıp kalıyor...
Peki madalyonun diğer yanındakiler, yani Malta sürgünleri. Bunların hepsi de hayatları boyunca vatan ve millet hizmetinde mi olmuşlar?
Öyle olsa idi, aralarından bir çoğu Atatürk'e suikast suçuyla darağacında mı can verirlerdi?
Neyse... Bütün bu ve buna benzer gizli kalmış hadiseleri aydınlığa çıkaracak soruların cevaplarını, bu iki kitapta okuyacaksınız.
Malta Sürgünlerinden Portreler ve 150'liklerden Portreler isimli bu iki kitabımda, yakın tarihimizin karanlıkta kalmış sayfalarına bir nebze olsun ışık tutabilirsem mutlu olacağım.