Bu kitap, Türk Edebiyatının zirvesinde, dört renkli koltuğuna oturmuş, altı ünlünün siluetinden oluşuyor. Altısı da kendi alanlarında "nev'i şahsına mahsus" yani kendilerine özgü kişilerdir. Namık Kemal, vatan sevgisiyle hürriyet idealinin bayrağını dalgalandıran bir kalem kahramanıdır. Mehmet Akif, Milli Marşımızın şairi, şahlanan bir kalem, milletini dimdik tutan bir şairdir. Abdülhak Hamid'i de üç kuşağın büyük şairi ve bir edebiyat abidesi olarak tanımlayabiliriz. İbnülemin Mahmut Kemal - edebiyatta, musikide, hat sanatında binlerce sayfalık eserleriyle ölmüşleri yaşatan, son dönem Bab-ı Ali tarihini dillendiren bir edebiyat tarihçisidir. Eşine rastlanmayan, dört başı mamur bir biyograftır. Yahya Kemal, Türk şiirine şiir katan, menkıbelerimizle birlikte İstanbul'u da şiirleştiren, bestelenmiş şiirleriyle ruhumuza nağmeleri sinmiş bir edebiyat abidesidir. Abdülhak Şinasi ise, tarih olmuş pitoresk ve mistik İstanbul hayatını, Boğaziçi'nin ilahi ve tılsımlı güzelliğini ustalıkla yansıtan bir İstanbul romancısıdır. Namık Kemal'in oğluyla olan hocalık ilişkisi yanında, damadı Rıfat Bey ile olan eski hemşehrilik ve eski aile bağlarından kaynaklanan yakınlık ve yine Namık Kemal'in torunlarının çoğuyla olan dostluk sayesinde elimize geçen çok sayıdaki özel evraktan esinlenerek - vaktiyle - yazdıklarım sırasında duyduğum heyecanı, sekseni geçen bu ileri yaşımda da tüm sıcaklığıyla duymaktayım. Namık Kemal'in evrakı ve yazışmaları üzerinde çalıştığım günlerde kendimi, adeta, o günlerde bir parça olsun, yaşamış gibi hissettiğim anlar olmuştum.

---