Yazar | : | Samiha Ayverdi |
İsbn | : | 9756444258 |
Yayın Tarihi | : | 2006 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 287 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Ayverdi Enstitüsü |
Kâh bir yakının yaşadıklarından yola çıkarak, Kıbrıs, Musul, Kerkük gibi hakkımızın olduğu topraklarda çok daha cesur bir siyaset takip etmemiz gerektiğini adeta haykıran, kâh cemaati dinden soğutan çatık kaşlı cami imamına "kızma bana hoca efendi" diyerek karşı çıkan, kâh "vatan benim cebimdir" diyen harp zenginini çarpıcı örneklerle ikaz eden bu cesur sesin okuyucusuna söyleyecek çok sözü vardır. Kitaba adını veren büyük anne yadigârı Küplüce'deki Köşk sanki bahanedir. Asıl anlatılmak istenen, Anadolu'yu Türkleştiren Horasan erenlerinin asil macerasında bilinmesi gerekenlerdir. Radoviçli Beyzade'nin anlatılmasından maksat ise bir zamanlar yaşanan göç dalgalarını ve bunu hazırlayan vahim sebepleri bir film şeridi gibi gözler önüne sermektir. Mahalle mektebindeki Rumeli göçmeni müşfik hocasını anlatırken çizdiği tablo ise hiç de okulda öğretilenlere benzememektedir. Kitapta yer alan bir yazıya başlık olduğu gibi onun anlattıkları gerçekten de hikâye değil yaşanmış hayat sahnelerinin adeta imbikten süzülegelmiş seçkin örnekleridir. Özellikle de kıssadan çıkarılan hisseleriyle...
Bütün bu vericilik gayreti ve sanatı gaye değil vasıta olarak kullanmasına rağmen onun üslı1bu zengin, teşbihleri ustalıklıdır. Ona göre, "Gündüz utangaç bir kız gibi hafif sisle yaşmaklanmış İstanbul'un çehresi, geceleri cazip ve suskundur." Ruh ikizi ve ezelden muhabbetle bağlı olduğu kuzeni Semiha Cemal ise kimsenin derleyemeyeceği bir memnu meyvedir. Buram buram tüten buy-ı Rahman'ı kimse ne duyabilmiş, ne de bir ağyarın eli bu yasak meyveyi ağacından koparmaya fırsat bulabilmiştir.
Hâsılı bu satırlar size bir devrin serencamını, siperini sağlam tutmuş bir gönül gözünün berrak penceresinden bütün cepheleriyle aksettirecektir.
Zeynep ULUANT