Yazı, bir ırmaktır. Başında ve sonunda insan vardır. Söyleşi, bu ırmağın gürül gürül akmasını sağlar.
Yazı dünyasının içinde yaşayanlar, söyleşi türüyle içli dışlıdırlar. Ona başvurmadan edemezler. Ya konuşandırlar ya da konuşturulan...
Ben de uzun yıllar ve zaman zaman edebiyat gündemimi söyleşilerle renklendirmeye çalıştım. Sonra bir de geçmişe dönüp baktım ki, birkaç kitaplık söyleşim birikmemiş mi? Bunlardan bir seçme yaparak yayımlama vaktinin geldiğine karar verdim. Söyleşi yaptığım kişiler, Türk edebiyatının önde gelen ustaları, şairleri, yazarları, denemecileri, eleştirmenleriydi... Söyleşinin yapıldığı zamansa, Türk edebiyatının son çeyrek yüzyılı...
Sizce de bu bir edebiyat tarihi değil mi?
Çağdaş edebiyat tarihimizin bir türlü yazılamadığı bir ortamda girdiğimiz yeni binyılda böylesine değerli bir kaynağı sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum.
Bu söyleşilerden bir bölümü ilk kez okur karşısına çıkıyor.
Bir bölümü de değişik yayın organlarında, değişik zaman dilimlerinde yayımlanarak belli bir işlev yerine getirdiler. Şimdi bir kitapta yeni bir görev üstleniyor, edebiyat gündemine yeni iletiler gönderiyorlar.
Bu arada yayımlanmamış söyleşilerden birkaçına dikkatinizi çekmek isterim. Bunlardan biri şiirimizin duayenlerinden Melih Cevdet Anday'a ait. Öteki Berin Nadi'ye...
Melih Cevdet ile yalnız edebiyata yolculuk yapmadık, aynı zamanda edebiyat felsefesinin ve sosyolojisinin sınırları içinde sohbet ettik. Berin Nadi ile olan söyleşiye gelince...
Cumhuriyet Gazetesi'nin imtiyaz sahibi, Nadir Nadi üstadımızın eşi, şair Celal Sahir Erozan'ın kızı Berin Nadi ile babasını konuştuk; Türk Dil Kurumu'nun kurucusu, dilci olan Celal Sahir Erozan'ın bugüne kadar bilinmeyen yanlarını ele aldık…