Yazar | : | Ethem İzzet Benice |
Yayın Tarihi | : | 1974 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 270 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılap ve Aka Kitabevleri |
Bahsi Geçen | : | Etem İzzet Benice |
1 Temmuz 1915, nem kokan, loş, 'basık, çıplak bir oda. İçinde bir çocuk var. Yapayalnız. Kendi başına oynuyor... Biraz sonra, kapı açıldı: Genç irisi, uzun boylu, siyah çarşaflı, zayıf ve halsiz bir kadın odadan içeriye girdi. Beti benzi sapsarı. Belli ki, yoksul ve acılı.
Çocuk bu ölü benizli, bir deri, bir kemik kadını görünce bağırdı:
- Anne, açım... Ekmek getirdin mi?
Anne, gözlerini çocuğunun siyah, parlak gözlerine düğümleyerek koltuğunun altında sakladığı bakır tası çıkardı, yere attı; başı ve bütün vücudu rüzgâra tutulan bir saralı gövdesi gibi sallanarak cevap verdi:
- Hayır çocuğum... Tası satamadım.
Sonra, bir an durdu. Çıplak, tamtakır odanın dört köşe8ini gözden geçirdi ve sözünü bitirdi:
- Kızım artık bugün, yarın, öbür gün hep açız...
Bu söylenişi, bahtsız kadının mezar gibi çukuruna gömülen ve yoksulluktan sararan gözlerinin gölgesi ışığında toplanan sıcak, kaynar yaşların yanaklarına boşanması izledi. Daha sonra, ayakta dolaşan bir ceset gibi takatsiz, titrek ve durgun çocuğuna doğru ilerledi; onu hızla, bütün gücüyle göğsüne bastırdı ve...
- Aç yavru...
Diye inledi. Bu, bir açın bütün acısını bir baht yoksulunun bütün bağrını dışarıya vuran bir inilti idi. Bu anda, onun yüzü sanki bir yüzyıl daha ihtiyarlamış, iki mezar çukuruna gömülmüş gibi duran siyah gözleri bir kere daha derinleşmişti.