| Yazar | : | Murat Çulcu |
| İsbn | : | 9753901984 |
| Yayın Tarihi | : | Mart, 2005 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 644 |
| Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
| Yayınevi | : | E. Yayınları |
Rönesans ve reformun olumlu/olumsuz sonuçlarını vermeye başlamasıyla birlikte 16. Yüzyıl boyunca Avrupa toplumlarında hüküm süren 'özgürleşme hareketleri/süreci' durmaksızın ivme kazanıyordu. 'Özgürleşme süreci' 'yeni bir yaşam' tarzının temel dinamiğini oluşturuyordu. Bu 'yaşam tarzının' esaslarını geçmişin 'uhrevi/ dinsel' ilkeleri yerine yeni, 'dünyevi' ilkeler belirliyordu. Ana ilke ise 'özgürleşmek' idi. Özgürleşmek; felsefi bir kavram veya gerçekleşmesi düş olan uzaklardaki bir amaç olmaktan çıkarak, toplumsal ve bireysel yaşamda bir gedik açıyor, o gedikten girerek 'egemenlik alanını' genişletiyordu.
Bireysel ve toplumsal yaşamın üzerinde yüzyıllar boyunca tesis edilmiş olan 'dinsel kısıtlamalar ve baskılar' kırıldıkça 'dünyevi yaşamın' göstergesi olan tüketim, hızla artıyordu. Daha fazla tüketim, daha fazla üretimi zorunlu kılıyordu. Artan üretim teknolojik gelişmeyi zorluyor, teknik gelişme ise 'bilimsel özgürlüğü ve özerkliği' getiriyordu.
Bütün bunlar geçici bir kaos yaşatsa bile, o kaostan yeni yaşam tarzının gerektirdiği yeni düzenler ve o düzenlerin yeni esasları doğuyordu. 17. ve 18. yüzyıllar boyunca tartışılan öğretiler ve yöntemler ne denli farklı, hatta zıt hükümleri içerse de; 'yeni yaşam tarzının' ortak paydasını, aynı 'sosyal/ekonomik sonuç' teşkil ediyordu. Zira 'sınırsız dünyevi yaşamın' bütün yolları 'sanayi devrimine' açılıyordu. Sanayi devrimi ise sanayi toplumunu ve bu toplumun gereksinimleri doğrultusunda yeni siyasal, ahlaksal, hukuksal; kısacası 'sosyal devrimleri' getiriyordu.
Tüm bu gelişim ve değişimlere karsın siyasal oluşumların kökeninde yer alan 'otorite-karşıotorite' sorunu 'çözümlenemiyor/çözümlenmiyordu.'