Yazar | : | Aziz Nesin |
İsbn | : | 9754184291 |
Yayın Tarihi | : | Ekim, 1999 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 351 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Adam Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Nazım Hikmet Ran |
Moskova'ya her gidişimde Nazım Hikmet'in evine de uğruyorum. Bu beşinci kez Nazım'ın evindeyken daha bir acılıyım. Duvarlardaki tanıdığım tablolara, her zaman uzandığı, yattığı, son olarak da ölüsünün konulduğu divana, bu divanın yanında duran Vera'nın büstüne, Nazım'ın parmaklarının değip dokunduğu bunca eşyaya bakarken düşünüyorum: Şu anda ben Nazım'ın öldüğü yaştayım!
Vera Hikmet bana bu kez her zamankinden daha başka bir şeyler anlatmaya çalışıyor, ama anlatacaklarına uzun girişler, önsözler yapıyor, bir türlü öz konuya giremiyordu. Anlıyordum onu, ağlamadan anlatabilmek için sözü döndürüp dolaştırıyordu. Bir bakıma anlatmak istediği konudan korkuyor, kaçıyordu.
3 Haziran 1963'te Nazım Hikmet 61 yaşında öldüğünde Vera 31 yaşındaydı, şimdiyse 44...
Öz konuya bir türlü giremeyen Vera'nın, konunun dolaylarında konuşmalarında, yine de Nazım'a değin anılarını anlatırken, gözleri buğulanıyor, sesi titriyordu. Daha önceki görüşmelerimizde hiç de bu denli duygulanmamıştı. Bu kez yaşamının en önemli işini yapmıştı da, bu yüzden anlatırken gözleri doluyordu. Nazım'la geçen yıllarını yazmıştı. Bu anılarına "Şen Olasın Nazım" adını koymak istiyor, bu adı nasıl bulduğumu soruyordu. Nazım bir şiirinde "Şen Olasın Halep Şehri" deyimini kullandığından, Vera da Nazım'ın anılarını yazdığı kitabına vereceği adla bu şiire çağrışım yapmak istiyordu.
"Şen Olasın Nazım" söz diziminin kulağa gelen uyumunda bir eksiklik duyulduğunu, deyimdeki hece ölçüsünün denk düşmesi için "Şen Olasın Nazım Hikmet" adının daha uyumlu olacağını, kulağa daha güzel geleceğini söyledim.
1965 yılında tanıdığımda Vera 33 yaşındaydı. İri çizgili güzel kadın tipindeydi.