Yazar | : | Selahattin Özpalabıyıklar |
İsbn | : | 9753632886 |
Yayın Tarihi | : | Eylül, 2000 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 406 |
Ölçü | : | 17 x 22 cm |
Yayınevi | : | Yky |
Beyoğlu'nun bugünkü görünümünü kazanması, 1870'teki büyük yangından sonradır. Edebiyatımıza girişi de yine aynı yıllardadır ve serüveni hemen bütün türlerde bugüne kadar sürecektir: Pek çok öyküde, şiirde, romanda, denemede, hatıratta yer alır; her yazar, bilgisi görgüsünce, içerden/dışardan, lehte/aleyhte ele alır, işler, anlatır Beyoğlu'nu. O yıllardan bugüne hemen her yazarımız, şairimiz Beyoğlu'ndan bir şekilde geçmiştir. Elbette en önce 'İstanbul tarihçileri': Reşat Ekrem ve Salâh Birsel. Ve tabii ki Sait Faik, Ziya Osman, Aziz Nesin, Haldun Taner, elini attığı her şey gibi Pera'yı da şiirleştiren İlhan Berk, bütün ömrünce 'opus magnum'u Lağımlaranası'na çalışan Bilge Karasu, bütün bir kitabını Beyoğlu'na adayan Demir Özlü, 'Beyoğlunu'nın kent küğünü çıkarmaya girişen 'karaşın tahiçi' Ece Ayhan, 'Beyoğlu'nun Daha Kirli Tarihi'ni yazan Hulki Aktunç... Daha yenilerde de bir nice isim... Türk Edebiyatında Beyoğlu, Ahmet Midhat Efendi'den küçük İskender'e kadar yetmiş iki yazarımızdan, 1870'ten 2000'e, Tepebaşı'ndan Taksim'e, Felâtun Bey'den tinerci çocuklara, Beyoğlu'nu ele alan öykü, roman, şiir, deneme ve anılardan bir seçme: Beyoğlu'nda bir çilingir sofrası. Göz mezeleri de unutulmadı: Tablolar, fotoğraflar, desenler eşliğinde.