| Yazar | : | Nigar Anafarta |
| Yayın Tarihi | : | 1966 |
| Dil | : | Türkçe |
| Ölçü | : | 25 x 34 cm |
| Yayınevi | : | Doğan Kardeş Yayınları |
Değerli çinilerle bezenmiş en göz alıcı binasından basit bir sütun başlığına kadar her zerresi, beş yüz yılı aşkın tarihi ile Osmanlı İmparatorluğunun canlı hayat izlerini sinesinde barındıran Topkapı Sarayı, bugün dünyanın sayılı müzelerinden biridir.
Mutfaklarında, Çin, Japon, Avrupa porselenleri, gümüş eserler, İstanbul camları, Seferli Koğuşunda padişah elbiseleri, Hazine Dairesinde zengin ziynet eşyası ve mücevherat koleksiyonu; İmparatorluk zamanında önemli birer fonksiyonu olan diğer binalarında yazma eserler, işlemeler, silahlar, Türk Çinileri, Saltanat Arabaları teşhir edilen bu güngörmüş, yüzyıllar yaşamış sarayın eski Hazine Koğuşunun alt katı minyatürlere, üst katı da padişah portrelerine tahsis edilmiştir.
Müze ziyaretçisini şaşkınlıktan hayranlığa sürükleyen bu çeşitli eserlerin zenginliği ile kıyaslanınca, minyatürlerden ayrı mütalaa edildiği takdirde, hayal kırıklığına uğramamak mümkün değildir. Halen, Resim Salonu ve deposunda, ilk Osmanlı hükümdarı Osman Gazi'den, son padişah Vahdettin'e, Halife Abdülmecid'e, bazı şehzadelere ve devlet adamlarına, edip ve şairlere kadar sekiz yüz altmış sekiz yağlı ve suluboya, minyatür, gravür, fotoğraf portre ve diğer türlerde resim bulunmaktadır. Fakat bunların ne suretle toplandığı hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir.
Gerçekte, Batı sanat dünyasıyla ilk münasebetimizin, Mehmed II. zamanında başladığı bilinmektedir. Fatih, 1463 yılından önce, İstanbul'daki Venedik Elçisi Michieli vasıtasıyla, Matteo de Pasti'ye müracaat ederek, halen Paris Madalya koleksiyonunda bulunan, bir yüzünde kendi büstü, diğer tarafında üç kartal başı bulunan bir madalya yaptırmıştı, fakat bu sanatçının İstanbul' a gelip gelmediği kesinlikle bilinmemektedir.
Mehmed II. in bir başka madalyasını yapmış olan Constanza da Ferrara hakkında da fazla bir bilgi yoktur. Hükümdarın son yıllarında, Ferrante I. tarafından İstanbul'a gönderilen Elçilik Heyetiyle gelmiş olması muhtemeldir (1478). İstanbul'dan 1480 yılında ayrılmıştır. İstanbul'daki sanat çalışmalarının tek tanığı Fatih madalyasıdır.
