Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 404 |
Ölçü | : | 16,5 x 22 cm |
Yayınevi | : | Tiyatro Pera |
Yeni bir yüzyıl, 21.yüzyll, geçen yüzyılın tüm sıkıntılarını, acılarını; bir kader gibi insanlık tarihine damgasını vuran insanlık suçu ayıbını üstlenerek başladı.
Peki nasıl üstesinden gelinecek, insana dair özlenenler nasıl gerçekleşecek? Öncelikle "yüzleşmek" zorundayız. Olanlarla, bir daha yinelenmesi istenmeyen her şeyle ve yapılacak olanlarla ve yaptıklarımızla ve sonucundan doğrudan ya da dolaylı sorumlu olduklarımızla yüzleşmek. Oluşum sorumluluğunu ve onurunu üstlendiğimiz 21.yüzyılda, herkesin kendi uzmanlık alanında bunu gerçekleştirmesi gerek. Geçmişle yüzleşmek, geçmişin sorgulanması, yok sayılmaması, yaşananları, varlığını kabul ederek aşabilmenin tek yolu. Demokrasiye 'geçiş dönemleri'nin, toplumların yaşamındaki en önemli süreçler olduğunu tarih kanıtlamaktadır. Kendi tarihinden bilinçli ya da bilinçsiz kaçış, geçiş dönemlerini karabasan haline dönüştürüyor. Ve o çok özlediğimiz, kurmak için olağanüstü çaba sarfettiğimiz demokrasi, kırılgan oluyor, elimizde kalıyor. "Ölüm ve Kız" oyunu, tiyatroda bu derdimizi ifade etmenin; mesleğimiz isteklerini, tiyatro sanatının öncülüğünü unutmadan dile getirebilmenin metniydi bizim için. Ve yeni bir tiyatronun ilk oyunu olarak yaşama bakışımızı ve estetik tercihlerimizi de net bir biçimde belirtecekti. Yazar, oyunun dünyanın herhangi bir ülkesinde geçebileceğini söylüyor. Ancak ben, Şili gerçeği için yazılmış bir oyunun, kendi topraklarında geçtiğinin belirtilmesinden yanayım. Benzerlik, kendiliğinden olursa değerli. İşkence görmek, insanın tüm varlığıyla acı çekmesi, insan onurunun zedelenmesi, işkence yapanla yüzleşildiğinde nasıl aşılabilir? Kısasa kısasla mı? Kan davası gibi kuşaktan kuşağa el verecek bir intikam, bir kin sarmalıyla mı?