Yazar | : | Dr. Tevfik İsmail Gökçe, Dr. S. Neşati Üster |
Yayın Tarihi | : | 1968 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 304 |
Ölçü | : | 17 x 21 cm |
Yayınevi | : | Hilal Matbaacılık |
1903 Eylülünde Tıbbiyeyi bitirdik. 113 arkadaş Tabip yüzbaşısı diplomalarımızı aldık. Gülhane'ye devama başladık.
Abdülhamit Türk hekimliğini ıslah için Almanya'dan Prof. Rieder ve Deyck'yi çağırmıştı. 1899'da bunlar Gülhane'yi kurdular. Askeri Tıbbiye Mektebinden çıkan hekimler burada bir sene staj görmeğe başladı; ilk talebesi Tevfik Recep, Ziya Gün, Orhan Apti, ilah. dır. 1900'de Süleyman Numan, Asaf Derviş, Eşref Ruşen, Kerim Sebati Almanya'dan döndüler. Onlar da Gülhane'ye katıldılar. Rieder burada eski Gülhane Rüştiyesi binası içinde, küçük, fakat modern bir hastane kurmuştu; Tıbbiye hocalarının çoğu bundan hoşlanmadılar. Biz Tıbbiyede Gülhane aleyhinde bir hava içinde yetiştik ve ben Gülhane'ye böyle bir tesir altında başladım. Fakat pek kısa bir zaman içinde oradaki ilmi muhit, ciddi çalışma beni kendine ısındırdı!..
Bayram ertesi bir kış günü, Gülhane'ye devama başlamıştık, Rieder'in memleketine döneceği sene. Rieder malul olmuştu ve Gülhane'yi ve modern bir hekimliği tesis için o zamanki Devlet adamlarıyla ve müesseselerle yaptığı mücadeleler nüfuz ve kudretini aşındırmıştı. Hepimizi Gülhane'nin tek dershanesine topladılar, Rieder kısa bir nutuk verdi. Bizim adam olmamız için memleketin her türlü fedakârlığı yaptığını, çalışırsak kendimiz ve memleketimiz için olduğunu, çalışmazsak onu da kendimiz bileceğimizi söyledi. Seriryatlara taksim yapıldı, ben dahiliyeyi istedim ve oraya ayrıldım.
O zamanki dahiliye Seriryatı şimdi poliklinik yeri olan iki erkek koğuşu ile 6 kişilik bir yarım kadın koğuşundan ibaret otuz yataklı, küçük, basit, fakat modern bir seririyat numunesi. Her hastanın girişte muntazam, mufassal müşahedesi alınıyor. Askeri Tıbbiyenin "Levni cilt bugdayi olup şayanı iş'ar başka bir şey yoktur' diye başlayan müşahedelerinden büsbütün farklı. Hastanın günlük müşahedesi kaydediliyor. Her hastanın başında asılı bir münhani kâğıdına hararet derecesi, nabzı, teneffüsü, tartısı, idrarı, tegavvutu yazılıyor. Her ölen hastanın otopsisi yapılıyor…