Ali Özgentürk: Nazım'ın annesi Celile Hanım'ın resimlerini ne zaman aldınız?
Müzehher Va-Nu: Nazım hapisten çıktıktan sonra Celile Hanım'da misafirdim. Resimlerini çıkardı gösterdi. "Bunu çok sevdim" dedim. "Al senin olsun" dedi. Sonra 3-5 resim vermişti. O devirden kalma. Bir tane "Harman" vardı, ne yaptım ben onu, galiba Yaşar Kemal aldı. Bir de kendi portresi vardı. O da Vala'nın kitabında vardır. Bastı oraya. Onu da Samiye'ye verdi.
Özgentürk: Bu Dünyadan Nazım Geçti'de, eşiniz Vâla Nurettin'le Nazım Hikmet'in Sovyetler Birliği'ne giderken yaptıkları bir Bolu yolculuğu var... Bu yolculukla ilgili kitapta anlatılmayan herhangi bir şeyden söz etti mi eşiniz?
Müzehher Va-Nu: Vala Nurettin ile konuşurlardı genelde o günleri... Aklımda kalmazdı ki koşmaktan, kaçmaktan... Aç kalışlarını anlatırlardı. Nazım'la beraberken anılar tazelenir konuşurlardı. Bir de Şevket Süreyya'yla tabii... Çok sık gelirdi bize Şevket Süreyya.
Özgentürk: Sizin, bir resminizi hatırlıyorum. Nazım yeni çıkmış hapisten, çay bahçesinde oturuyorsunuz. Kitaplardan birinde çıkmıştı. Mühürdar'daki çay bahçesi, o çay bahçesi duruyor mu?
VA-NU: Yok canım, bizde ne duruyor ki? Apartman yaptılar belki de üstüne. Noktasını bile bilmiyorum, kayboldu çünkü. İşte son gündü, gitmeden son haftası Nazım'ın, oraya gitmiştik. Zekeriya (Sertel) bizde misafirdi. Nazım geldi, Münevver'le orada buluşmuştuk. Son gördüğüm gündür Nazım'ı. Bir hafta bile sürmedi, gitti. Bariz olarak aklımda kalan Nazım'a söylediğim: "Evlen de öyle git". İkimiz ayrıldık gruptan, yürüyoruz önde, "Münevver'le nikah yap, evlen, öyle git" dedim. Şaşırdı bu, birdenbire durdu. Dedim: "Konya'dan aklımda kaldı benim. Konya'da tahkikat açmışlardı evli olduğumuz halde…