| Yazar | : | Süleyman Kani İrtem |
| İsbn | : | 9754100616 |
| Yayın Tarihi | : | 2003 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 394 |
| Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
| Yayınevi | : | Temel Yayınları |
I. Abdülhamid'in yedek akçesi Sadrazam Said Paşa...
Said Paşa fıtraten keskin ve cevval bir zekâya malikti; natuk ve bahhas, pek çalışkan idi. Neşeli zamanlarda nezaketle nezaheti cemeden musahabeleri tatlı idi. Didingen, teessürü galib, hissiyatı feverana müstaiddi; çabuk münfail olurdu; bu halini derhal sezdirirdi.
Medrese tahsili görmüştü. Fransızcayı, siyasi ilimleri sonradan öğrenmişti. Fransızcayı ağır, fakat dürüst söylerdi. Bir meselenin müzakeresinde kendi varlığını göstermek için hemen kitaplar tedarikiyle tetebbular yapar, kitaplardan yalnız o meseleye müteallik bahisleri okur, ötesini zatı irfanıyla süsler, ikmal ederdi.
Kitabetinde selikası açık ve münakkah idi. Kalemi lisanı gibi mahsuldar idi. İmla tarikiyle saatlerce ve sahifelerce yazı yazardı. Kalemini istediği gibi oynatmağa muktedirdi. Yukarıdan aşağı doldurulmuş kâğıtları birer ikişer dakikada okur, yerlerini işaretle arkalarına upuzun buyrultular yazardı. Kalem işlerini mükemmel bilirdi; resmi evrak üzerine izah ve istizahları bitmez tükenmezdi.
Dikkatli idi. Kalemlerden çıkan müsveddelerde ve beyazlarda harfler, noktalar tamam ve yerli yerinde olmalı idi; olmazsa canı sıkılır ve harflerin hakları gözetilmeli, yoksa kelimeler yanlış okunabilir diye kâğıdı kabilse tashih olunmak, olamazsa tekrar yazılmak üzere mutlaka iade ederdi.
Birçok kelimeleri telaffuzda dilini İstanbul şivesine alıştıramamıştı. Titizdi; müteenni idi; bu teennisi tereddüd ve vesveseye kadar da varırdı. İnce düşüncelerinde, sık eleyip dokumalarında mesuliyetin nihayeten kendisine teveccüh etmemesi kaygıları hâkim görülür. Resmi evrakın suretlerini aldırır, bazan bunları aynen saklardı.
Denilebilir ki bir buçuk sene kadar (11 Şaban 1293 - 7 Muharrem 1295) [m. 2 Eylül 1876 - II Ocak 1878] mabeyn başkâtipliğini ifa ettiği Abdülhamid'in evhamı kendisine bulaşmış idi. Her işin sonunu uzun uzadıya düşünür, padişaha karşı ünf ile hareketi, aradaki rabıtanın kesilmesini tasvib eylemezdi. Sıkışınca iş başından çekilmeği ihtiyar ederdi...