Bu kitapta ya rastlantı sonucu tanışıp sevdiğim ya da yapıtlarına gerçekten yakınlık duyduğum bazı Batılı aydın ve sanatçılarla yaptığım söyleşiler yer alıyor. Çeşitli tarihlerde, çok değişik yer ve koşullarda gerçekleşen bu söyleşilerin ayrıntılara yönelen, yazın-toplum-siyaset-kültür arasındaki ilişkileri irdelerken dünyamızın sorunlarına da açılan niteliği sanıyorum günümüzde de geçerliliğini koruyor. Konuştuğum kişilere yalnızca soru sormakla yetinmediğimi, yapıtlarını çözümleyici bir yaklaşımla ele alarak onları okurların gözünde daha anlaşılır ve görünür kılmaya çabaladığımı özellikle belirtmek isterim. Sonuna yaklaştığımız yirminci yüzyılın başlarında doğmuş olmaları söyleşi yaptığım yazarların deneyimlerinden çıkarmamız gereken bazı dersler bulunduğunu bilmem yeterince doğrular mı? Bildiğim, Lorge Semprun, Juan Goytisolo, Nathalie Sarrante, Etiemble, Alain Bosquet ve Lawrence Ferlinghetti'nin -elbette tanışıp konuşma fırsatı bulamadığım daha birçok aydın ve sanatçıyla birlikte- çağımıza damgalarını vurmuş olmalarıdır. Bu kitabın ünlü Filistinli şair Mahmut Derviş'le yaptığım bir söyleşiyle bitmesi benim için ayrı bir anlam taşıyor. Derviş hem Arap dünyasının en önemli şairlerinden, hem de sevdiğim bir dost. Aynı şeyi Yaşar Kemal için de söylemek mümkün. Ünlü yazarımızla yıllar önce Menekşe'deki evinde yaptığım söyleşi, sanıyorum Yaşar Kemal okurlarının olduğu kadar onun dünyasını yakından tanımayan gençlerin de ilgisini çekecektir. Nedim Gürsel Paris, 1994

---