Türkiye'deki toplumsal değişmenin en önemli dinamikleri ve sonuçları, en özgün biçimleriyle İstanbul'da yaşanmakta ve gözlenmektedir. Bu yüzden "İstanbul'un geleceği Türkiye'nin geleceğidir" yargısı bir gerçeği yansıtmaktadır. Dolayısı ile İstanbul için üretilen projeler, aslında bir yerde, Türkiye'nin geleceği için üretilmiş projeler ol-maktadır. Bir kent, hele İstanbul gibi metropol bir kent, o kentte yaşayanların yakın ilgi, destek ve katılımı olmadan yönetilemez. Katılım için, bireylerin, kentin yönetimini yakından izleyen, denetleyen ve katkıda bulunan aktif özneler ve aktörler olmaları gerekir. Bu ise her şeyden önce bir kentlilik (İstanbullu olma) bilinci geliştirilmesine bağlıdır. Bugün İstanbul, kaydettiği önemli gelişmelerin yanı sıra çok yönlü sorunlarla da karşı karşıyadır. Bu sorunların çözümü için merkezi hükümetin desteği kadar bir yerel yönetim örgütü olarak belediyelerin güçlendirilmeleri de şarttır. Bununla birlikte, kentte yaşayanların, gerek birey olarak gerekse sivil toplum kuruluşları aracılığıyla kent yönetiminde daha aktif rol almaları sağlanmalıdır. İstanbul'un sosyal dokusunun tespitini çıkarmayı amaçladığımız bu araştırmalar ile belirtilen katılım imkânları geliştirilmeye çalışılmaktadır.

---