Yazar | : | Esat Mahmut Karakurt |
Yayın Tarihi | : | 1982 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 224 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılap ve Aka Kitabevleri |
Akşam oluyor İstanbul'da... Bir avukat yazıhanesi...
Birbirine geçen iki büyük oda ve bir salondan mürekkep en pahalı eşyalarla döşeli muhteşem bir yazıhane...
Yazıhanenin sıkı sıkı pencerelerini örten kalın kadife perdeler aralandıkça, Karaköy'e inen cadde görünüyor.
Salonu, avukat kendisine mesai odası olarak ayırmış galiba!
Ortada'; bilhassa ev eşyası imali için yetiştirilmiş bir nevi Hindistan ağaçlarından yapılma, fevkalade zarif siyah oymalı bir masa duruyor ve masanın önünde de bir odam oturuyor.
Tahminen elli beş yaşlarında var bu adam!.. Galiba yazıhanenin sahibi olacak!..
Beyazı siyahından çok kır saçlarının, yer yer gölgeler altında bıraktığı kumral yüzünün üzerinde, en genç görünen tarafı gözleri!..
Salonu bir avukat yazıhanesinden ziyade, bir saray kütüphanesine yakışaca1k şekilde ağır eşyalarla döşemişler: Kenarları ipek işlemeli kadife perdeler... Hezaren duvarlar... İçi renk minik yaldızlı ciltlerle dolu tavanına kadar yükselen siyah masif kitaplıklar... Geniş maroken koltuklar... Ve bu koltuklardan birinin üzerinde de, sık dokunmuş koyu ipek çoraplarla örtülü bacaklarını, gayet laubali birbirinin üzerine atmış şık bir kadın!..
Giyinmesini ve süslenmesini bilen bir kadının sokağa çıktıktan sonra, yaşını, tahmin etmek kolay değildir.
İşte şimdi bu; sık dokunmuş, koyu renk ipek çoraplarla örtülü bacaklarını, sanki karşısında kimse yokmuş gibi, mümkün .olduğu kadar pervasızca birbirinin üzerine atarak, eteklerinin altından dizkapakları çukurlarının görülmesine ehemmiyet bile vermeyen maroken koltuğun üzerine oturan kadının da, yaşını tahmin etmek bir hayli güç olacak!..