Yazar | : | Orhan Koloğlu |
İsbn | : | 9789759915117 |
Yayın Tarihi | : | Kasım, 2007 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 162 |
Ölçü | : | 14 x 23 cm |
Yayınevi | : | Doğan Kitap |
"Yok olmaktansa, acz içinde de olsa yaşamaya devam edelim" diyenlere karşı, yetmiş sekiz yaşında, "Harb-i Umumi"nin o büyük ve vahşi Dünya Savaşı'nın galiplerine, "Söz hakkı milletin vekillerinindir" sözünü sarf ederek "Ya istiklal, ya ölüm"ü tercih ettiğini saklamayan, ama altmış yıl boyunca da, en üst kademesine kadar çıkarak hizmet verdiği devletinin tarihe gömülüşünde, saltanatın mezar taşını son anına kadar sırtında taşımak vefakârlığından da vazgeçmeyen, "son sadrazam" Ahmed Tevfik Paşa'nın yaşamöyküsüdür bu kitap...
Ahmed Tevfik, 1868-1883 yılları arasında Roma, Viyana, Berlin ve Sen-Petersburg'da diplomat olarak; 1883-1885 arasında Atina'da ortaelçi, 1885-1895 arasında da Berlin'de büyükelçi olarak görev yapar.
1895-1909 arasında hariciye nazırı olan Paşa, 1909'da yirmi bir günlük ilk sadaretini yaşar; 1909-1914 arası da Osmanlı'nın Londra büyükelçiliği görevini üstlenir.
1914-1919 arasında Ayan Meclisi üyesi olan, 1918 ile 1919 arasında dört ay da sadrazamlık yapan Paşa, Ayan Reisliği Barış Heyeti başkanlığı (1919-1920) görevini de yürütür.
Ahmed Tevfik Paşa, 1920-1922 döneminde de, Osmanlı Devleti'nin son sadrazamı olarak iş başındadır.
Görüldüğü gibi Paşa, ömrünü tamamen uluslararası ilişkiler alanında geçirmiş bir devlet adamıdır. Hemen bütün gözlemcilerin dürüstlüğünü kabul ettikleri Tevfik Paşa'nın kimliğini, Avrupa'nın Osmanlı'yı bölüşme pazarlıklarının hızlandığı bir dönemde, hiçbir Avrupa gücüne özel eğilim göstermemesi, sadece kendi devletinin çıkarları için çabalaması oluşturur.
Devletine bağlılığının yanı sıra, meşru yapının çizgilerini korumaktaki son derece ilkeli tavrı dikkatlerden kaçmaz.
Abdülhamid'in büyükelçisi ve on üç yıl boyunca iş başında kalmış bir hariciye nazırı olarak, onu meşru sayar ve otoritesini kabul ederse de, Anayasa'nın tekrar yürürlüğe girmesinden sonra da, Tevfik Paşa'nın, Anayasa'ya uygun davranmayı ilke edindiği görülür.