1994'ün ortalarında, yılsonuna doğru çıkarılması planlanan Aksiyon dergisine yazar olarak katkıda bulunmam istemişti. O günlerde Şeyh Galib'in "Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dide-i ekvan olan âdemsin sen" beyti dilimden düşmüyordu. Teklif üzerinde düşünürken, bu beytin ilhamıyla, tanıdığım insanları yazma fikri uyandı. Ve büyük bir şevkle yazmaya başladım; her portre benim için başlı başına bir keşifti. Bir gün geriye dönüp bir baktım, yazdıklarım kırkı bulmuş. Kırk, geleneğin değer atfettiği bir sayıdır, o halde... Defterimde Kırk Suret (1996) böyle doğdu.
Elbette Defterimde Kırk Suret portre yazarlığını noktaladığım anlamına gelmiyordu. Yazmaya devam ettim; iki yıl zarfında ikinci kitabı dolduracak kadar portre birikti ve Siretler ve Suretler (1999) adıyla kitaplaştı. Bu kitapta, "Mağdurin" başlığı altında yer alan İmam Hatipli, Ülkücü, Öğretmen ve Çirkin; "Akıldaneler" başlıklı bölümde yer alan Bihruz Bey, Aydın Bey, Levanten, Asinus; "Mütenevvia" başlıklı bölümde yer alan Adaşlarım, Kedisever, Şikemperver, Erguvan ve Sonbahar başlıklı denemeleri elinizdeki baskıda bulamayacaksınız. Onların yerini bir kısmı Altın Kapı (2001) adlı kitabımın bir bölümünü teşkil eden Pierre Loti, Gaspıralı İsmail Bey, İsmail Hami Danişmend, Ekrem Hakkı Ayverdi, Nihad Sami Banarlı, Bahtiyar Vahapzade, Mustafa Necati Karaer, İlber Ortaylı, Muharrem Hilmi Şenalp ve Nazan Bekiroğlu portreleri aldı.
Bütün bu portrelerin özene bezene yazılmış metinler olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Siretler ve Suretler'in, bazı şahsiyetler hakkında meraklıların derli toplu bilgi bulabilecekleri yegâne kitap olduğunu söyleyebilirim. Mehmet Genç, Hayreddin Karaman, Mehmet Aydın, Taha Akyol ve Fehmi Koru portreleri Aksiyon'da ikişer bölüm halinde yayımlanmış geniş kapsamlı metinlerdir ve diğer bazı portreler gibi kendileriyle bizzat görüşülerek yazılmıştır…