| Yayın Tarihi | : | 2004 |
| Ölçü | : | 22,5 x 32,5 cm |
Serdar SAMANCIOGLU'nun, üzerinde sohbet imkânı bulduğum son resimleri, kendine özgü çizgiden yorulmaz, bıkmaz başarılı bir sanatçının çalışmaları olarak görülüyor.
Samancıoğlu, resimleriyle İstanbul sevdalısı bir ressam olduğunu anlatıyor.
İstanbul eski sevdalıları Hoca Ali Rıza, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, İbrahim Çallı, Hasan Vecih Bereketoğlu'nun sanki izinden giderek, yeniden İstanbul konulu resimler yapıyor.
Genelde tenha, sessiz sokaklar, Beykoz, Kanlıca, Anadoluhisarı, Göksu, Kandilli eski yalıları, Köşkleri, Boğaz, haliç ve tekneler, vapurlar...
Paletinde daima doğanın değişmez, eşsiz renk uyumunu arıyor. Tüm resimlerinde şiirsel, sıcak bir aydınlık egemen...
Samancıoğlu Tarsus doğumlu. Çocukluğunda resim, afiş, kitap resimlemeleri çalışarak, yeteneğini geliştirdiğine inanıyor.
Ankara'da askerliği sırasında da kompozisyonlar, on beş-yirmi metre boyunda Atatürk portreleri gerçekleştirmiş.
1973'de yerleştiği İstanbul'da resimle ilgili çalışmalar sırasında, gezdiği sergilerin hocalığında sanatını geliştirmeye devam etmiş.
1978 -1979 yıllarında Fransa ve İsviçre'de özellikle Paris ve Cenevre müze ve galerilerinde sanatına yararlı çalışmalar ve incelemeler yapmış.
Louvre müzesinde Monet ve Pisarro'yu öncelikle sevdiğini, Rembrandt, Rubens ve Goya'yı da temelde büyük ustalar olarak saydığını anlatıyor.
Samancıoğlu resimlerine, sanatına güncel görüşlerden, tasalardan, etki gölgesi düşsün istemiyor. Atölyesinde bana içtenlikle sergilediği resimlerinden "Beşiktaş vapur iskelesi 1989" "Göksu deresi 1989" "Çengelköy vapur iskelesi 1990" "Haliç eski Galata köprüsü ve Yeni Camii 1989" "Beykoz 1986" "Amcazade Hüseyin Paşa yalısl1994" "Kandilli sırtlarından 1987" "Rumeli Kavağı 1983" "Eşinin" ve "Süleyman Seba'nın" portresi kendi anlayışının, ısrarlı tarzının güzel, güçlü örneklerinden... Prof. Dinçer Erimez