Yazar | : | |
Yayın Tarihi | : | 1982 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 470 |
Ölçü | : | 16 x 24 cm |
Yayınevi | : | AÜ. Siyasal Bilgiler Fakültesi |
Bahsi Geçen | : | Seha L. Meray |
Cumhuriyet döneminde köye en dizgeli yaklaşım, eğitim alanında özellikle Köy Enstitüleri hareketiyle olmuştur. Dünya çapında bir eğitim denemesi olarak Köy Enstitüleri hareketinden önemli sonuçlar elde edilmiştir. Bu hareketi daha iyi kavrayabilmek için Cumhuriyetten sonra eğitim alanındaki gelişmelere kısaca göz atmakta yarar vardır.
1924'te yurdumuza gelip öğretmen yetiştirme konusunda bir yazanak sunan Eğitimci Prof. J. Dewey, yalnızca siyasal, ekonomik ve kültürel gelişmede önderlik edeceklerin yetiştirilmesinin yetmeyeceğini, tüm yurttaşların buna hazırlanması gerektiğini belirtiyordu.1 Okulların toplumsal yaşamın özeği olması gereğini açıklayan Dewey, köylerin gereksinimleri düşünülmeden kurulan eğitim dizgesinin kuramsal ve skolastik bir nitelik kazanacağını ileri sürüyordu. Mustafa Necati'nin Milli Eğitim Bakanlığı zamanında, 1927'de köy okulları için bir dizi yenilikler taşıyan ayrı bir öğretim izlencesi hazırlanmıştı. Bu izlenceyi uygulayacak öğretmenler için "iş ilkelerine dayalı öğretim kursu" açılmıştır. Fakat Cumhuriyetin yöneticileri, bunları köyde uygulayacak öğretmenlere sahip değildi. Eldeki öğretmenler de kente kaçıyor, "boş kadrolar" çoğalıyordu.1933'te kurulan "Köy İşleri Komisyonu" köyler için yeni bir öğretmen türünün yaratılmasını öneriyordu.2 Bu öğretmenin, köyün inanışlarında, toplum işlerinde, ekonomik ve özdeksel sorunlarında etkili olması gerektiği, sözü edilen Komisyonca belirtiliyordu. Köy öğretmeninin köyde kalması, köylü g1bi çalışması, onlarla "yargı birliği" yapması, köyde ev kurup oturması, aile kurması, sürekli olarak kendini yetiştirmesi gerekiyordu...