Yazar | : | Ahmet Haşim |
İsbn | : | 9754187827 |
Yayın Tarihi | : | Nisan, 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 86 |
Ölçü | : | 11 x 16 cm |
Yayınevi | : | Adam Yayıncılık |
Günümüzde modern Türk şiirinin kaynağını ve kökenini açıklamaya çalışan edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler gerek hazırladıkları antolojilere yazdıkları önsözlerde, gerekse bağımsız yazılarında bu konuda kesin bir tarih ve ad vermekte güçlük çekiyorlar. Bunun nedenlerinden biri Türk edebiyatında yenilikçi anlayışın Tanzimat'la başladığı kanısı ve çağdaşlaşmayla batılılaşmanın eşanlamlı kavramlar olarak kullanılmasıdır. Oysa insanlığın on dokuzuncu yüzyılın ortalarında yaşamaya başladığı köklü değişimleri ve bunun yarattığı sarsıntıların sanat ve edebiyata nasıl yansıdığını ilk keşfeden şairler Yahya Kemal ve Ahmet Haşim olmuştur.
Yahya Kemal divan şiiri biçimlerini sürdürdüğü Eski Şiirin Rüzgarınla'daki şiirleriyle gelenekçi, Kendi Gök Kubbemiz'de de yaşadığı dönemi yansıtan şiirleriyle modern bir şair olarak geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmuş, Ahmet Haşim ise Göl Saatleri (1921) ve Piyale (1926) adlı kitaplarında topladığı sınırlı sayıdaki şiirleriyle bireysel yaşantının izlerini derinlemesine ele alan bir imge zenginliğiyle gelecek kuşak şairleri için yeni ufuklar açan özgün bir şiir dili yaratmıştır.
İlk şiirlerini daha Galatasaray Lisesi'nde öğrenciyken çeşitli dergilerde yayımlayan Haşim'in şiirle ilgilenmesi gene öğrencilik yıllarında bir antolojide sembolist Fransız şairleri tanımasıyla başlamıştı. Doğal olarak Haşim bu şairlerden birçok şey öğrenmiş olsa da, onun gerçek anlamda sembolist bir şair olduğu söylenemez. Haşim daha çok imgeci bir şairdir. 1909' da Fecr-i Ati topluluğuna katılan Haşim o dönemdeki şiirlerini bu grubun yayın organı "Servet-i Fünun" dergisinde, Fecr-i Ati dağıldıktan sonra da "Dergah" ve "Yeni Mecmua"da yayımladı. Geleneksel kalıpların kolaylığından uzaklaşarak, imge, içerik ve biçim açısından yenilikler getiren bu şiirler kimi çevrelerde kapalılıkla, anlamsızlıkla suçlanınca, Haşim 1921' de "Dergah"ta "Şiirde Mana ve Vuzuh" başlıklı bir yazıyla şiir anlayışını açıklama gereğini duydu. Bu önemli yazıyı daha sonra "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" başlığıyla Piyale kitabının başına koydu. Haşim'e göre, "Şair ne gerçeklerin habercisi, ne güzel ve etkileyici söz söyleme meraklısı bir insan, ne de bir yasa koyucudur.