Yazar | : | Nazım Hikmet |
Yayın Tarihi | : | Şubat, 1966 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 100 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | De Yayınevi |
Marangoz ALİ USTA'nın dükkânı
ALİ USTA tezgâhta uzun bir döşeme tahtasını planyalamaktadır. SEYFİ BEY bir sandığın üstünde oturuyor. Boyacı NURİ tezgâhın yanında, ayaktadır.
ALİ Usta. Vay anasını, amma da namussuz herifler var bu dünyada...
NURİ. Var ya, ustam... . (Tezgâhın üstünde duran mavi ispirto şişesini alır, bir iki yudum içer, şişeyi yerine kor.) ALİ. Orda olacaksın, indireceksin domuzun 'kafasına keseri... SEYFİ. Öyle kestirip atma Ali Usta... Bizim millet de az değildir. Maşallah tosun gibidir de, yine gözünün içine baka baka, hastayım diye tutturur. Kurnazlığa pek bayılır bizim millet... Daireden bilirim...
NURİ. Ne dairesi, ne kurnazlığı be Seyfi Bey? Çocukcağız zaten revirden hasta hasta kaldırıldı. Adım atacak hali yok. Yine de on dört saat yol yürüdü... Dedim ya, hava da sıcak mı sıcak, yol da taşlık mı taşlık, inadına da bayır yukarı. Süleymancık yüzükoyun bir yıkıldı, herif geldi tekmeledi, kaldırdı. Süleymancık yine yıkıldı, öteki si yine bastı tekmeyi, çaldı delikanlının mum gibi yüzüne kamçıyı. Süleymancık on adım gitti gitmedi, yine yıkıldı...