Rahmi PEHLİVANLI 24 Mart 1926'da, genç Cumhuriyetin ilk ve güçlük yıllarında Orta Anadolu'nun küçük kasabası Keskin'de doğdu. Geniş bir ailenin çocuklarından biri olan Rahmi çok küçük yaşlarda resim çizmeye başlamıştı. Ailesi onu bu merakından vazgeçirmek ve engel olmak için çok uğraşmış ancak, O ise odun kömürü ile başladığı hayvanları, ağaçları çizme uğraşını gizlice ilerletmiş ve artık kendi yaptığı boyalarla tarlaların, tepelerin ve açık ufukların resimlerini yapmaya başlamıştı. Tutkusunun yolunda Rahmi ilk önce doğum yerinden koptu. Ankara'ya göçtü. Bir süre sonrada çok uzun birçok yer ve memleketleri içine alacak ve çeyrek asra yakın sürecek olan dünya yolculuğuna başladı. Bu yolculuğunda Londra'da bir ofis, ev ve stüdyo, Roma'da ise bir diğer stüdyoya sahip olduğunda artık uluslararası şöhrete sahip bir ressamdı. Davetler alarak yaptığı portrelerle haklı olarak "Kralların Ressamı" unvanını da almıştı. Daha sonra Anadolu'nun kalbine Ankara'ya döndü. Bir defa daha Ankara'da müze benzeri bir evle yuvasını yeniden kurdu. Bu yer bugün VAKIF merkezidir. Bu müze-ev de çoğu büyük ebatlarda bu inanılmaz Koleksiyon bulunmakta ayrıca sanatçının icra platosu olarak yerel sanat ve uğraşıların nadir koleksiyonlarını da görebilirsiniz. Rahmi PEHLİVANLI devlet müze ve binalarında teşhir edilen tarihi ve epik sergiler yaptı. Resim ona, bir sanat uğraşı olarak sanki doğuştan bahşedilmişti. Ancak, gözlem yeteneğinin ve değerlendirmelerindeki kuvvetin mülakatlarında, konuşmalarında ve derslerinde, son yıllarındaki TV programlarında belirli bir şekilde ortaya çıktığını belirtmeliyiz. Sayısı çok olan seyahat ve ziyaretlerinde dünya müze ve koleksiyonlarını da etüt etmiştir Hayat hikâyesi, başarılarının anlatımı heyecanlı bir macera romanına konu olacak yeterliliktedir... Her zaman "Tek-Farklı" bir kişiliği yansıtmıştır. Hiç bir sanat akımına kapılmamış ancak eserlerinin çokluğu ve kalitesi onun sanat dünyasındaki yerini "Fenomen" olarak belirlemiştir…

---