| Yazar | : | Salih Gülen |
| İsbn | : | 9789944599382 |
| Yayın Tarihi | : | Ocak, 2008 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 127 |
| Ölçü | : | 15 x 22,5 cm |
| Yayınevi | : | Yitik Hazine Yayınları |
Eli kılıçlı üç yüz atlı, İnegöl'e doğru at koşturuyordu. Kuvvetlerinin küçüklüğü ufuklarının büyüklüğüne mani olmadan... Takvimler 1287 senesini gösteriyordu. Kayı aşireti, dört yüz çadırlık bir aşiretti ama devlet olma yolunda İnegöl tekfurunun karşısına dikiliyorlardı. Küçüklüklerine aldırmadan, bir koca çınarın dahi küçük bir çekirdekten çıktığının bilinciyle...
Osman Bey önde diğerleri arkada ilerliyorlardı. Geride kalan eşleri onlar için hayır dualar ediyordu Söğüt'te.
Osman Bey'in, İnegöl'e geleceğini öğrenen İnegöl Tekfuru Aya Nikola yolda pusu kurmuştu.
Sabah güneşi yükselirken Ermenibeli köyü yakınlarından geçen Kayı ordusunun etrafı birden bire çevrildi. Osman Bey kapana kısılmış bir aslan misali haykırdı: "Pusu var!" demeye kalmadan Kayıların üzerine ok yağmaya başladı. Kayılar kayıp veriyordu. Her yandan ok geliyordu ve toprağa ilk olarak düşenler en öndekiler oluyordu. Sonbahar yaprakları gibi bir bir düşüyorlardı. Oklar, yılanvari ıslıklar çalarak geliyor, yiğitlerin göğsünden çıkan "Allah" sesiyle ıslıklar da yiğit nefesler de son buluyordu.
Osman Bey, telaşa düşen adamlarını soğukkanlı olmaya çağırdı. - Aslanlarım telaş etmeyin! Turgut Alp!
-Buyur beyim.
- Sağ cenaha doğru saldıracağız.
- Abdurrahman Gazi!
- Tamam beyim.
- Gündüz Ağabey!
- Olur beyim.
- Konur Alp!