Çeşitli uygarlıklara beşiklik yapmış olan ülkemiz, tarihi ve kültürel birikimiyle aynı zamanda insanlığın ortak kültürel mirasına sahiptir. Bu mirasa sahip çıkmak, kültürel birikimimizi hem kendi insanımıza hem de dış dünyaya tanıtmak öncelikli amacımız olmalıdır. İhtiyaç duyduğumuz şey kültürel değerlerimizin ortaya çıkarılmasına katkı sağlayacak çalışmaların yapılmasıdır. Emek, zaman ve ekip çalışması gerektiren eserler eksiklikleri hissedilmesine rağmen genellikle hep göz ardı edilmişlerdir. Bireysel çabaların ötesine geçemeyen çalışmaları kolektif çalışmalarla aşmak gerekmektedir. Türk resim sanatının önemli bir dalı olan minyatürün, köklerinin Orta Asya'ya kadar uzandığını biliyoruz. Türk toplumları tarafından değişik zaman aralığında uygulanan minyatür sanatı, özellikle İslami dönemde daha da önem kazanmış, Anadolu, İran ve Mezopotamya'dan Hindistan'a kadar yayılmıştır. Uygurlardan ilk Müslüman-Türk Devletleri'ne ve Selçuklulara intikal eden minyatür sanatı, bu dönemde yaygınlaşarak yazma eserlerin süslemesinde ve konuların görüntü ile açıklamasında "nakkaş" adı verilen ustalar eliyle maharetle kullanılmıştır. İmparatorluğun kuruluşundan başlayarak, yöneticilerin destekleri ile gelişen minyatür sanatı, Osmanlı devrinde zirveye ulaşmıştır. Bu dönemde yetişen Matrakçı Nasuh, Sinan Bey, Nigari, Nakkaş Osman, Nakkaş Hasan, Levni, Abdullah Buhari gibi ustalar Türk minyatür sanatının şaheserlerini ortaya çıkarmışlardır. Türk resim sanatının bu önemli dalını Osmanlı Resim Sanatı kitabımızla okurla buluşturuyoruz. Başta proje ekibi ve yazarlar olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Hedefimiz, okuyan, düşünen ve üreten bireylerin oluşturduğu; kendi değerleriyle tanışık ve barışık bir topluma kavuşmak ve kültürel birikimimizi ülkemiz dışındaki geniş kitlelerle tanıştırarak evrensel kültür içerisindeki mutena yerimizi almaktır.

---