Bu kitap dizisi, baştan Fatih Devri sonlarına kadar, Osmanlı mimarisini bir kütük teşkil edecek mahiyette toplamak ve 'ilim dünyasına 'arz etmek niyet-i halisesiyle hazırlanmaktadır. Niyet halis olunca, iddiadan da uzak kalınır; kemiyet bakımından hiç eksiği kalmayan bir cetvel tanzim edildiğini, edilebileceğini ne kimse söyleyebilir, ne de tetkikatın tam ve en son haddine kadar yürütülebildiğini 'aklına getirebilir. Her iki şıkkın da, her şeyden önce takatle, maddi imkânlarla mahdut olduğunu düşünmek bile, başka istifhamlara yer bırakmaz. Laşey mertebesinde teferruat karşısında tereddüde düşüp vaz geçmek veya duraklamak, beklemek, bizim defterimizde yazılı değildir. Ne derlerse desinler, şöhret için değil, hizmet için çalışılacaktır. Millet her şeyden evvel, her şeyden akdemdir; muharririn şahsı sonra gelir. Yirmi sene evvel, 1951-1952 yıllarında Fatih Devri Mimarisi eserini, 500. Fetih Yılı'na yetiştirebilmek için pek kısa bir müddette yazmış, buna rağmen Fatih zamanı eserlerin zengin bir cetvelini takdim edebilmiştik. Fakat zamanın müsaadesizliği yüzünden, vilayetlerde ve Balkanlarda olan binaların plan ve vesikaları, İstanbul, Edirne ve kısmen Bursa'nınkiler kadar mufassal olmadıysa, vaz mı geçilmeli idi? Hayır. O haliyle de yirmi senedir fayda sağlamaktan asla hali kalmadı; mevcudu tükenmiştir amma, hala aranmakta devam edip gidiyor. İşte bu Fatih Devri Mimarisidir ki birçok neşriyata yol açtı; diğer milletlerden bahsetmeden, bizim Osmanlı Mimarisinin İlk Devri kitabımız Ertuğrul Gazi'den Yıldırım Devri sonuna kadar olan zamanı toplayarak, 1967 başında çıktığı gibi, bu gün de, işte, Çelebi ve II. Sultan Murad zamanlarını kavrayan bu ikincisi çıkmaktadır. 'Aynı kırat ve planda olması göz önünde tutularak, İstanbul, Balkanlar ve vilayetleri müsavi kesafet ve tafsilatla ele alan Fatih Devri'nde Osmanlı Mimarisi eserimiz de yazılmış, bitmiştir. Bu cildi müteakip 3. ve 4. ciltler olarak matbaaya inşallah verilir. Bu birbirini takip eden ciltler, bir evvelkinin mütemmimi olmakta devam ediyor. Tutulan usulün isabet ve faydası gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Görülüyor ki bu tetkikat hep muayyen tarih dilimleri arasına sıkıştırılmaktadır...

---