‘Azınlık’ sözcüğünün modern anlamı kimi güçlüklere neden olmuştur.1 Bu sözcüğün gerçek anlamı nedir? Sayı açısından azınlıkta olan bir halk grubu anlamına gelen sadece istatistikî (rakama dayanan) bir deyim midir? Bu konuyla ilgilenen Batılı yazarlardan L. Wirth şu görüşü öne sürer: ‘Azınlıkta olan bir grubun mensuplarını, bedensel ve kültürel nitelikleri nedeniyle, yaşadıkları toplumlarda öteki gruplardan ayrı tutarak onlara değişik ve eşitsiz işlem yapılan ve bu nedenle toplu ayrımcılıkla diskriminasyona karşı korunmayı gereksinen kişiler olarak tanımlayabiliriz. Bir toplumda bir azınlığın var olması, aynı toplumda daha yüksek sosyal sınıfa mensup ve daha geniş ayrıcalık (imtiyaz) haklarına sahip üstün bir grubun da var olduğunu ima eder. Azınlık sınıfında olanlar toplumun yaşamına tümüyle katılamazlar. Bu denli azınlıklar, yabancı bir grup olmasa bile, ayrı bir halk işlemi görürler ve kendilerini ayrı bir halk olarak sayarlar’.2
‘Azınlık’ sözcüğüyle ilgili birkaç tanımı daha izleyelim. ‘Azınlıklar’, karışık (kompleks) toplumlarda alt tabakaları oluşturur. Onların, toplumun üst tabakalarındaki sınıflarının aşağıladığı, fiziki ve kültürel nitelikleri vardır. Azınlıklar, kendi soydaşlarıyla paylaştıkları özelliklerle birbirlerine bağlı olan ve bu özelliklerin yaratığı özel yetkisizlikleri kavramış olan gruplardan oluşur.3 Sosyolog David W. Hicks’e göre, azınlıklar, sosyo-ekonomik sahalarda yararlara sahip olmayan bir grup oluşturur. Onlar, seçme-seçilme ve kişisel gelişme özgürlüğünden yoksundurlar. Azınlıklar aşağılık olarak görülür ve hatta küçümsenir; onlardan nefret edilir; onlara alayla ve sertlikle muamele edilir...

---