Bugünü anlayabilmek, ancak geçmişi iyi ve doğru olarak bilmek ve değerlendirmekle mümkün olabilir. Yirminci yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı ve halen devam eden savaşlar, iktisadi buhranlar ve sosyoekonomik problemler, bunlara yol açan çok yönlü tarihi gelişmeleri anlamaya olan ihtiyacımızı her zamankinden fazla hissettirmektedir. İnsanlığı tehdit eden problemlere çare aramak, siyasi gelişmeleri anlayabilmek ve bunların neticeleri hakkında tahminlerde bulunabilmek ancak, toplumların, ideolojilerin, siyasi, ekonomik ve sosyal sistemlerin tarihi gelişmesini ve bunların temelinde yatan faktörleri tanımakla mümkün olabilir. Günümüzde siyasi istikrarsızlığı ve sosyal çatışmalarıyla göze batan geniş bir coğrafyanın, Osmanlı idaresi altında uzun süre, bugünkü durumunun tam tersine bir barış ve huzur bölgesi olarak yaşadığı gözönüne alındığında, Osmanlı Devleti tarihinin dünya tarihi içinde sahip olduğu yerin önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'ndan sonra stratejik önemi büyük topraklar üzerinde dünyanın en uzun ömürlü devletini kuran ve üç kıtada bütünlük ve birliğini devam ettirebilen tek devlettir. Onun bu özelliğini sadece askeri alandaki başarısıyla açıklamak mümkün değildir. Kendisinden önce kurulmuş olan Büyük Selçuklular (1038-1194), Anadolu Selçukluları (1077-1307), Timurlular (1370-1506) gibi devletlerin kısa sürede dağılmalarına mukabil Osmanlılar, Anadolu merkez olmak üzere Balkanlarda ve Arap topraklarında uzun ömürlü bir devlet kurmayı başarmışlardır. Bu başarının, Osmanlı idari, sosyal ve ekonomik tarihi hakkında yapılacak objektif ve geniş muhtevalı araştırmalarla açıklanması, dünya meselelerine tecrübelerin ışığı altında sağduyu ile bakabilmek, insanlığı tehdit eden problemleri her yönüyle değerlendirebilmek ve milletlerarası ilişkilerin iyileştirilmesine katkıda bulunabilmek için faydalı neticeler verecektir. Belirli dil, din, kültür ve geleneklere sahip olan toplulukların meydana getirdiği milletler ve bazı hallerde milletler toplulukları, medeniyetler tarihine yön veren başlıca unsurlar olmuşlardır. Dolayısıyla medeniyetler tarihini anlayabilmek için milletlerin tarihini bilmemiz gereklidir.

---