Osmanlı Coğrafyasına yolculuklarım gençken, talebeyken başladı, bu kadar yıllık hoca oldum (25 sene) hala sürüyor. Hoca oldum, dememe bakmayın, hayatta hep öğrenciyim; öğrenmek hele Osmanlı gibi derin, Osmanlı Coğrafyası gibi geniş bir sahayı öğrenmek, anlamaya çalışmak pek kolay bir iş değil. Öğrenmenin ve Osmanlının sonu yok... Osmanlı Coğrafyasının gittiğim ilk şehri olan sevgili Şam'dan başlayan geziler, şehir şehir, ülke ülke, sürdü gitti. Hala da sürüyor. Bir taraftan hiç gitmediğim yeni ülkelere giderken, diğer taraftan da herhalde kısmet, bazı şehirlere defalarca gitsem bile doyamıyorum. Şam gibi, Halep gibi, Kudüs gibi. Üsküp gibi, Travnik gibi, Mostar gibi, Saraybosna gibi, Filibe gibi, Prizren gibi, Selanik gibi, Yanya gibi, Hanya gibi, Bahçesaray gibi... Daha önce Nil'den Tuna'ya başlığı altında bir bölümü kitaplaşan bu Osmanlı yazıları, yenileri ile çoğaldı. Özellikle Eman Tur'un kültür gezileri ile başlayan, yeni dönem çıkarmış olduğu Emanname dergisi yazıları ile de devam etti. Türkiye'nin Doğu Bölgesinden, az bilinen, zor gidilen bazı uç noktalarına ait yazılar da ilave edildi. Bu arada yol arkadaşım sevgili Bülent Katkak gezilen yerlerin fotoğraflama işini fahri olarak üzerine aldı, iyi bir ikili oluşturduk. Emanname'de beraberce birçok yazıyı hazırladık. Ama tabii dergi okuyucusu ile sınırlı kaldı bu yazılar...

---