Yazar | : | Esat Mahmut Karakurt |
Yayın Tarihi | : | 1973 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 232 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılap ve Aka Kitabevleri |
Bir kış gecesi...
Nişantaşı'nın yan ve dar sokaklarından birinde yürüyoruz...
Yağmur yağıyor... Bütün mahalle uykuda... Çıt yok... ' Yalnız kaldırımlar üzerinde dolaşan bir takım karışık ayak patırtıları var!..
Boğuk bir sesin şimdi, birdenbire yükseldiğini işitiyoruz... Bu boğuk ses, mahallenin vahşi karanlığı içinde bir çığlık gibi bir anda patlıyor ve sönüyor...
Muhakkak ki bir tabanca sesi bu! ...
Sağda bir apartmanın sokağa bakan penceresinde sisli bir aydınlık titriyor...
- Yahu! ne oluyor, içeride adam mı öldürüyorlar? Sağdaki apartmanın penceresi, birdenbire açılıyor.
Saçları dağılmış, gözleri büyümüş ihtiyar bir kadının pencereden sarktığını görüyoruz...
- İmdat!.. İmdat!.. Yetişin, kızım ölüyor! .
Sokakta ayak sesleri!.. Ve köşede bir gölge! .
Gölgeler yaklaşıyor... Koşuyorlar!..
Evin önü o sırada meraklılarla dolmağa başlamıştır. Uzaktan uzağa akisler yapan düdükler...
-Aç kapıyı!.. Polis...
Karanlık... Sessizlik... Ve dakikalar!..
Kapı açılıyor... Gözleri büyümüş, sakalının telleri birbirine karışmış ihtiyar bir adam!..
Polis bağırıyor:
- Ne var, yukarda ne oluyor?
- Bilmiyorum efendim!..
- Nasıl bilmiyorsun, silah sesini işitmedin mi?
- İşittim a, fakat ne oluyor bilmiyorum ki!..
Polisin yanındaki sivillerden biri merdivenlere doğru yürüyor...
- Ne biçim kapıcısın sen, acaba ne bilirsin?..