Nedim Gürsel, Fransızca öğretmeni ve çevirmen olan babasının etkisiyle daha ilkokul yıllarında yazın ile yakınlık kurar. 1966 yılında ilk yazısı, bir yıl sonra 1967 yılında, henüz on altı yaşındayken, ilk öyküsü "Yolculuk", dönemin tanınmış dergisi Yeni Ufuklar'da yayımlanır. 2006 yılı Nedim Gürsel'in yaşamında önemli bir tarih olur. Yayımcısı Doğan Kitap, İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü ve İstanbul-Ankara Fransız Kültür Merkezleriyle iş birliği yaparak 4, 5, 6 Ocak 2006 tarihlerinde, Gürsel'in yazarlığının 40.yıldönümünü kutlamak amacıyla etkinlik düzenler. 5 Ocakta, akademisyen, gazeteci ve yazar arkadaşları, 40 yıllık edebiyat serüvenini tartışmak, değerlendirmek için Nedim Gürsel ile İstanbul Üniversitesi, Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde buluşurlar. Yazar, 197071 yılında bu bölümün öğrencisi olmuştur. Yaşamında önemli bir yer tutan bu mekâna yıllar sonra dünyaca ünlü bir Türk yazarı, öğretim üyesi ve araştırmacısı olarak geri döner. O dönemlerde "Fransız filolojisi" olarak bilinen bu mekândan ayrılması, yaşamının bir dönüm noktası olur ve hiçbir zaman vazgeçemeyeceği kentlerden biri olan Paris'e gider. Daha sonraları yazınsal metinlerine konu olacak Avrupa kentlerini dolaşmaya başlar ve bu kentler, düş dünyasında, farklı serüvenleriyle varlıklarını korur. Bunlar arasında İstanbul ve Paris'ten asla vazgeçemez. Bu kentler, onun yaşamının ve öykülerinin birer omuriliği olur. Yaratıcılığının bir başka önemli kaynağı ise orta ve lise öğrenimini yaptığı, Fransız Kültürüne ve Paris'in renkli yaşantısına ilk adımlarını attığı, Galatasaray Lisesi'dir. Burada yaşamın iyi ve kötü tüm gelgitlerini öğrenir. Öykülerinin, romanlarının unutulmaz, vazgeçilmez kadın tiplerini, lisenin demir parmaklarının ötesindeki dar sokaklarda ilk kez tanımaya başlar. Yapıtlarında tıpkı anne özlemi, İstanbul nostaljisi gibi Galatasaray Lisesi de onun kişiliğinin ve düşsel yaşamının gelişmesinde etkin olmuştur.

---