Yazar | : | Sunahan Develioğlu |
İsbn | : | 9750501764 |
Yayın Tarihi | : | 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 192 |
Ölçü | : | 13 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İletişim Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Nazım Hikmet Ran |
Şiir neye yarar? Niçin yazılır? Niye okunur? Şair düşünemediklerimizi bize düşündürür, anlamadığımız duygularımızı anlamamızda yardımcımız olur, yerimize konuşur. İnsanları birbirine yaklaştırır. Nazım Hikmet'in şiiri hakkında binlerce sayfa yazıldı. Bunlara yenilerini eklemektense bana kazandırdığı arkadaşlardan bahsedeyim.
1971'deyiz. Genç bir anne olarak, birkaç aylık oğlumla evdeyim. Kapımı çalan, tanımadığım bir genç. Şair Ferenc Halmos, Macarca yayımlanan ilk Nazım kitapçığını rastlantı eseri bir yerde görmüş, çevirileri pek beğenmediği halde şairin çok güçlü bir şair olduğunu anlamış. (Haklı da... Şiirlerin çoğunu çeviren Peter Kuczka Stalinist dönemin gözdesi ama pek parlak bir yetenek değil.) Bunun üzerine Nazım'dan yeni şiirler çevirme kararını almış, ortak edebiyat hocamızdan adımı öğrenip yardımcı olayım diye gelmiş.
Güzel bir imece başladı. Bulgaristan'da yayımlanan Nazım dizisinin ciltlerini karıştırarak o ana kadar Macarcaya çevrilen bütün şiirlerini (unutmayalım, Nazım dilimize en çok eseri çevrilmiş Türk şairidir) karşılaştırdıktan sonra, henüz bizde yayımlanmayan şiirlerden genç arkadaşlar Ferenc Halmos'un yanısıra Endre Martin, Lajos Pass ve Aran Sipos -seçebilsinler diye bol bol ham çeviri yaptım. Nazım'dan bir alıntıyla En egy ember- Ben, bir şair başlığını koyduğumuz seçki, ozanın ölümünün onuncu yıldönümünde çıktı ve hemen tükendi. Kitap, son yıllarındaki ürünlerinden bol bol parçalar aldığımız için Macar okurunun tanıdığı Nazım portresine yeni çizgiler katıyordu. Hasretlerin her türlüsünü bilen, vatan hasreti çeken, hasta kalbiyle yaklaşan ölümün sesini duyan ama ona bu hastalığını unutturan sevdayla yanan ozanın şiirlerinden özellikle Samansarısı'nın neredeyse aslıyla eşdeğer güzellikte olan çevirisinden özel bir kıvanç duyduğumu da ekleyeyim.
Söz çeviriye gelmişken biz Macarların bu açıdan oldukça şımarık olduğumuzu belirtmeliyim. Şanssızlıklarla dolu tarihimizin getirdiği şans bu: Bol bol pay aldığımız yabancı iktidar ve dikta rejimleri dönemlerinde susmaya zorlanan birçok mükemmel şair ve yazarımız…