Yazar | : | Şükran Kurdakul |
İsbn | : | 9753253710 |
Yayın Tarihi | : | Haziran, 1997 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 85 |
Ölçü | : | 16,5 x 23,5 cm |
Yayınevi | : | Milliyet Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Nazım Hikmet Ran |
Nazım Hikmet'in Adalet Cimcoz'a yazdığı mektuplardan, elimizde bulunan, otuz dokuzu Bursa Hapishanesi'ndeki son beş yılına tanıklık ediyor: 1945-1950.
Daha önce, eşi Piraye Altuncu'ya, Kemal Tahir' e, Orhan Kemal'e, Piraye Hanım'ın oğlu Memet Fuat'a, VA-NU'lara yazdığı mektuplarda, mahpushanedeki insanın duyarlığı ile birlikte, sanatının gücüne inanmış şairin parmaklıklar arkasında bile kendine ve dünyaya bakışını yaşamıştık.
Adalet Cimcoz' a yazdığı mektupları da bu bütünün parçaları olarak düşünebiliriz. Bu mektuplarda da aynı yoksunluklar, acılar, beklentiler, özlemler karşısında ayakta durma savaşımı veren insanın yaratma gücüne tutunarak umudunu yitirmediğini görüyoruz.
İçerde de içindeki özgürlüğü duyanlardan Nazım.
Denizi, ormanları, şehirleri, yolculukları, eve dönüşleri, kadınları ile yaşamın uzağındayken bile, varlığının özünde saklı yaşamsal cevahir coşkusunu tazeliyor O'nun. ,
Sevgi ve coşku... Görülmemiş iki kaynak gibi, her koşulda -karamsarlıkta bile, birbirini tamamlayarak soluğunu güçlendirme nedeni olup çıkıyor. Sevgi, inançla birlikte, hem düşünsel, hem duygusal bir dünya kurmuş içinde çünkü.
Kurulu düzenin olumsuzlukları, insanı yabancılaştıran etkilerinden uzak bir dünya bu. O düzen ki, ikinci Dünya Savaşının en zorlu, en çıkmaza düşüldüğü sanılan evrelerinde bile, Nazım Hikmet'in kurduğu bu düşün ve duygu dünyasını karartmaya yetmiyor. Yitip giden milyonlarca insanın, yakılan kitapların, mahvolan şehirlerin acısını yüreğinde duyarak dünyasını korumasını biliyor.