Yazar | : | Aydın Aydemir |
Yayın Tarihi | : | Mayıs, 1986 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 192 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Broy Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Nazım Hikmet Ran |
Yıl 1986.
Önümde bir yığın kitap, birbirimize bakışıp duruyoruz. Notlar almışım. Dostum Aydın Aydemir'e okuyorum notlarımı:
Yıl 1932.
Dayım Nazım Hikmet'e 5 yıl ceza vermişler. Bursa Hapishanesi'nde bir buçuk yıl yatmış. Genel af olmuş, hapishaneden çıkmış.
Yıl 1938.
İkinci Dünya Savaşı başladı başlayacak. Ülkemiz bunun sancılı gerginliğini yaşıyor.
Türkiye bu savaşa katılacak mı? Katılacaksa hangi yakada olacak. Katılmayacaksa bu belayı nasıl savuşturacak?
Başlatılan tartışmalar bir yandan basında öte yandan kapalı kapılar ardında sürüp gidiyor. Sermaye ve dikta yanlıları, Türkiye'de bir Hitler mitosu yaratmak için kolları sıvamış, harıl harıl çalışıyor. "Hitler çok güçlüymüş... Savaşı kesinlikle kazanırmış... Türk dostuymuş... Dünya'da en asil ırk Alman'mış... Sonra da Türkler gelir, demiş. Hitlerin safına katılırsak topraklarımız bir misli daha genişlermiş... Savaşa girmeyen ülke kısırlaşırmış..." İpe sapa gelmeyen teraneler.
Soruyorum Aydın'a:
--Sömürücü dış güçlere karşı Kurtuluş Savaşı vermiş, bu uğurda milyonlarca evladını yitirmiş bir ülkede emperyalizmin övgüsü yapılabilir mi?
--Yapılır diyor, Aydın.
--Kimler yapar?
--Kişisel çıkarlarından başka bir kaygısı olmayan, yabancılarla iş birliği yapıp ülkeyi soyulmuş portakala çeviren haris, açgözlü para babaları ve bunların uşakları... Bunların yüreklerinde yurt ve yurttaş sevgisi yoktur. Acımasızdırlar. Çıkarlarına çomak sokulunca deliye dönerler. Her türlü silahı vicdansızca kullanırlar.
İkinci Dünya Savaşı arifesinde, dayım Nazım Hikmet'le bunların kavgasına tanık oluyoruz. Önceleri tartışma bir kalem kavgası iken, kısa bir süre sonra karalama, saldırı ve jurnalcılığa dönüşüyor.
Bu sıra Mustafa Kemal Atatürk ağır hastadır. Çevreyle ilişkisi kesiktir. Yani tutucu ve geri güçler için aranan bir ortam...
Allem kallem edip Nazım Hikmet'i tutukluyorlar.
Karşıtları güçlü, ama haklı mı? Değil. O gün değillerdi, bugün de değiller yarın da olmayacaklar. Tarih yargılamaya başlamıştır, onları. Sağken korktukları şairin kemiklerinden de korkmaları, Anadolu'da bir köy mezarlığına gömülmesine karşı çıkmaları bunun içindir.
Yaşayan görür tarihin şaşmaz adaletini...
Bu nedenle çok söze gerek yok...