Muhsin Ertuğrul-Doğumunun Yüzüncü Yılına Armağan

Yazar : Gökhan Akçura
Yayın Tarihi : 1992
Dil : Türkçe
Sayfa Sayısı : 175
Ölçü : 23 x 31 cm
Yayınevi : İst. Büyükşehir Bel. Kültür İşleri

Bundan seksen yıl öncesine uzanalım. Muhsin Ertuğrul'un gençlik dönemi. 1913 yılında arkadaşlarıyla kurduğu topluluğa salon ararken, Şehzadebaşı'nda bir sinemanın kiralık olduğunu öğrenir. Daha sonra Milli Sinema olarak tanınacak bu salonu tutup, adını Ertuğrul Sineması koyarlar. Hem film göstermekte, hem de filmden önce tek perdelik oyunlar oynamaktadırlar. Muhsin Ertuğrul bu sinema salonuna geldiği gün başından geçen bir olayı şöyle anlatır: "Arka odalarından birinde bir mumun sürekli olarak yandığını gördüm. Sinemanın musevi sahibi bu mumun hep yanmasını, hiç sönmemesini istermiş. Pek hoşuma gitmişti, sonra ben de adet edindim oyundan önce mum yakmayı." Şehzadebaşı'nda bir kuliste yanmaya başlayan bu mum hiç sönmedi. Muhsin Ertuğrul bunu bir gelenek haline getirerek sürdürdü. "Mumlar Kimin İçin Yanıyor?" başlıklı bir yazısında bunu şöyle anlatır: "Eskiden, yeni bir çalışma dönemine girdiğimiz gece perde açılmadan, biz seyirciler önüne çıkmadan önce bir arkadaş, büyük bir tepsiye dikilmiş mumları yakar, sanatçıların dinlenme salonundaki orta masanın üstüne koyardı. Bu salonun duvarları gelip göçmüş sanatçıların resimleriyle, ölüm döşeğinde alınmış son acıları, son gülücükleri, son duygularını yansıtan maskeleriyle süslüydü. Bu küçük tören sanki onların gözü önünde perdenin yeni bir döneme açıldığını canlandırsın diyeydi. Mumlar, bu resimler, bu maskeler önünde eriye eriye birbirlerini erite erite yıkılıp sönerlerdi. " Muhsin Ertuğrul'un tiyatro sanatına katkıda bulunmuş insanlarla, yanan mumlar arasında kurduğu bu ilişki ilginçtir. Karanlıkta bir mum ışığı ne denli güçlüyse, yanan bir mumun giderek yok oluşu da o denli düşündürücüdür. Bu benzetmenin temellerinde Muhsin Ertuğrul'un yaşama ve ölüme nasıl baktığının ipuçları saklı. Yaşamak ve ölmek aynı sanatın iki ayrı biçimi ona göre. "Ölmek sanatı"nı şöyle betimliyor: "Her an; ister gelecek için bindir plan hazırlarken, ister yapılmış planları gerçekleştirirken; ister sıhhatin en canlı, en çiçekli, kuvvetin en diri, en verimli günlerinde; ister zevk ve neşenin kahkahaları ortasında, ister zenginliğinin en sağlam, en emin durumunda yaşarken; ölmeye hazır olmaktır.
******Gökhan Akçura
DİKKAT!
İstanbul Kitapları (7654 kitap)
ve
Osmanlı Kitapları (2586 kitap)
Koleksiyonları satılıktır.
Çok kıymetli ve nadir kitapları da kapsayan bu
Koleksiyonları almak isteyenler
İletişim paragrafından lütfen mesaj gönderin...