--Birini öldürdüm. --Ne diyorsun oğlum sen? --Semra'yı öldürdüm az önce. --Sevgilini? --Ne sevgilisi ulan manita işte. Kafadan böyle girdi lafa Erdoğan. Sevgilisini az önce öldürmüştü. --Erdoğan bu böyle sokak ortasında konuşulacak mesele değil Kemal Abi'nin kahveye gidelim, orda konuşuruz. --İki çay versene Hakan... Anlat nasıl oldu? --Az ilerde kayalıkların üzerinde içiyorduk. İki şişe Marmara'yı ikimiz götürmüşüz. İki boş şişenin üzerine yirmi beşlik ekleyip dördüncüyü gittim aldım istasyonun altından, döndüm geri, bizimki yok. --Eee? --Burası bastı, midem bulanıyor, paran var mı? --Bir liram var. --İki işkembe çorbasına yeter, hadi gidelim Vangel'e. --Anlat ulan merak ediyorum. --Yolda anlatırım, ürküyorsan işkembecide anlatırım. --İki çorba damardan. Anlat Erdoğan sıkıldım, uykum geldi. --Saat kaç? --Yarım. --Nere kalmıştım? Şarabı aldım döndüm bizimki yok. Kayalıkların üstü zifiri karanlık, bilirisin. Kafa da kıyak. Başladım bağırmaya: "Semraaa, Semraaa." Karı yok. Fırladım caddeye, bağırıyorum. Az ileride bunu gördüm arkadaş. Saru Ergun'un kolunda, öpüşüyolar. --Hadi lan! --Kuran çarpsın. --Eee? --Elimdeki şişeyi vurdum yere, ucu oldu bıçak gibi. Geçirdim gırtlağına. Sarı elime sarıldı, attım şişeyi, "Öldürdün ulan kızı" dedi. Kaçtım geldim sana. --Allah belanı versin Erdoğan katil oldun. --Oldum. --Yeter ulan bütün sarımsağı bitirdin masadaki. --Ben ne yaptığımı biliyor muyum? --Birlikte gidelim polise teslim ol. --Oynattın mı oğlum sen? ben memlekete gideceğim. --Delirme oğlum, İlk akla gelecek yer memleketin olur. --Ne yapayım öyleyse? --Birlikte gidelim karakola, durumu anlat. "Kafam iyiydi," falan dersin. Sevgilimi arkadaşımın kollarında öpüşürken görünce delirdim, "falan dersin, bunlar hafifletici sebeplerdir. --Dişini sıkıp hukuku vaktinde bitirseydin şimdi avukatımdın. --Hocalara sorarız oğlum, hemen panikleme, çorbanı iç, sırf sarımsak yaptın lan, leş gibi kokuttun masayı...

---