Babam muhasebecilikte, defterdarlıkta dolaşır olduğu için Erzurum'da doğmuş, Kastamonu'da yürümüş, Üsküdar'da mektebe başlamış, sonra bir aralık Boğaziçi'nde aile ocağımız olan Vaniköy'de zaman geçirdikten sonra Şam Rüşdiyesi'nde ilk tahsilimi yapmıştım. Vaniköy'deki yalımızın yerinde şimdi başka yalının bahçesi var; orasını ne zaman görsem çocukluğumun üç senesini geçirdiğim bu asude köyün eski şekli gözümün önüne gelir. Vapur iskelesi ta öte başta, Kandilli lisesinin altına tesadüf eden açıklık yerde idi ve iskeleden sonra İstanbul tarafına doğru sıra ile çok büyük yalılar dizili idi. Baştaki serkatib Mustafa Paşa yalısının hala rıhtımları orada duruyor. Serkatibin yalısı kırk odadan ziyade idi. Paşanın nikahlı dört karısı vardı. Yalının sofaları o zamanın tabirince içinde at koşturulur neviden idi. O sofalarda komşu çocukları ile cami avlusunda gibi koştururduk ve yalının ucunu bucağını zor bulurduk. Serkatibin yalısından sonra üstadı muhterem Recaizade Ekrem Beyin yalısı, Niyazi Ef. yalısı, İhtisap ağası Hüseyin Bey yalısı, Sikkezen Fettah Ef. yalısı, İngiliz Ali Bey yalısı, Mecit Ef. yalısı, Eşref Bey yalısı gelirdi. Bizim küçük yalı Eşref Bey yalısına muttasıldı. Sami paşazade edibi muhterem Sezayi beyin oturduğu Eşref Bey yalısına bilahare kalp ve ilave olunan bizim yalıdan sonra Amedi Cafer Bey yalısı ve nihayet ricalden Bursalı Rıza Ef. yalısı gelirdi. Rıza Efendinin yalısı akıntının bittiği yerde idi, orası şimdi mezbelelik bir arsadır!.. Köyün mektebi olmadığı için Bursalı Rıza Ef.nin çocuklarına tuttuğu bir hocadan bütün köy çocukları ders alırdık ve merhumun yalısında bahçeye nazır büyük bir oda Vaniköy çocuklarının mektebi idi. Bu saydığım yalıların en ufağı yirmi odalı idi. Sahiplerinde bir ve ya iki kayık, bir iki balık sandalı, iki üç bahçıvan, ayvaz, harem ağası, seyis ve hesapsız uşak ve halayık vardı. Yalı sahipleri akşamları ekseriya vükela vapuruyla gelirler, iskeleye çıkarlar, iskelenin iki tarafındaki uzun rıhtımların etrafına dizilmiş olan kayıklara ve sandallara ağır teşrifatla Binerlerdi. Bu teşrifat hiç şaşmazdı. Bu paşalar, beyler hariçte teşrifata riayet eyledikleri gibi aralarında dahi teşrifattan ayrılmazlardı, fakat birbirlerine son derece hürmet ve riayet ederler...

---