Yazar | : | Orhan Koloğlu |
Yayın Tarihi | : | Haziran, 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 211 |
Ölçü | : | 13,5 x 23,5 cm |
Yayınevi | : | Alkım Yayınevi |
Bir delinin kuyuya attığı taşı, kırk akıllı zor çıkarırmış. Lawrence'ın öyküsü (ya da efsanesi) ilk bakışta bu deyimi anımsatıyor. Gerçekten Lawrence'ın ortaya attığı iddiaları kırk akıllı üç çeyrek yüzyıldan beri çözmeye çalışıyorlar. Aralarında İngiliz'i, Fransız'ı, Arap'ı, kısaca her ulustan araştırmacılar var; konu öylesine ilgi çekici ve önemli.
Lawrence'a Türkler açısından bakma çabasına giriştiğimde, önce ben de, kendimi o kırk kişiyle birlikte bir kuyunun karanlığında hissettim. Dünya tarihinin en önemli olaylarından (I. Dünya Savaşı) birinin içinde, iki yılı doldurmayan bir sürede, varlığın i bile bilmedikleri bir kişiyle Türklerin savaşını gün ışığına çıkarmak hiç de kolay görünmedi... Türkler İngilizlerle, Fransızlarla ve sonradan onlara katılan Araplarla savaştaydılar. Bir Şerif Hüseyin'le mücadelenin öyküsü anlatılabilirdi. Ama Lawrence adında biriyle sorunları yoktu. Oysa Lawrence'ın kuyunun dibine attığı taşın çok büyük bir kısmı Türklerle olan savaşını anlatıyordu.
Lawrence'la iç içe yaşamış olan İngiliz'in, Arap'ın ya da Fransız'ın, o ve iddiaları üzerinde görüş açıklamaları kolaydı, zira tanıklara, belgelere ve bilgilere sahiptiler. Bize yönelik iddialarının ise, ne Türk, ne Arap hatta ne de İngiliz tanıklara sahip olduğundan, cevaplandırılmaları zordu.
Batılıların propagandadaki üstünlükleri, bizim ise zayıflığımızın etkisi ve uzun süre siyasi ve tarihi olaylara resmi tez dışında yaklaşımın hoşgörüyle karşılanmaması bu konuda orijinal çalışmalar üretmemizi engelledi. Sonuçta Lawrence olayı ilk gününden beri bir anti-Türk kampanyanın aracı olurken, biz Avrupa'daki yayınları -pek de başarılı olmadan- uzaktan izlemekle yetindik.
1920 ve 30'lu yıllarda Lawrence, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Arap ayaklanmasını tek başına düzenlemiş kişi olarak tanınmıştır. Ayrıca hala gizli faaliyetlerini devam ettirdiğine de -oysa 1921'den beri fiili hizmetten ayrılmıştı- inanılıyordu. 1925 Şeyh Said ayaklanmasını, 1930 Ağrı Dağı olaylarını onun çıkardığı açıkça yazılıyordu...