| Yazar | : | Yusuf El-Kardavi |
| İsbn | : | 9757105740 |
| Yayın Tarihi | : | 2006 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 119 |
| Ölçü | : | 13,5 x 21 cm |
| Yayınevi | : | İlke Yayıncılık |
Günümüzde bir süreden bu yana dinler arası hoşgörü ve diyalog toplantılarının yapıldığına şahit oluyoruz. Bu toplantı ve faaliyetlere olumlu bakanlar yanında, çekimser kalan, hatta tamamen karşı çıkanlar da vardır. Müslümanın bu toplantılara karşı tavrı ne olmalıdır? İslam kültürünün diğer kültürlere karşı konumu nedir? Eskiden durum nasıldı? Günümüzde nasıldır ve nasıl olmalıdır?
Günümüzün büyük din âlimlerinden Yusuf el-Kardavi'nin kaleme aldığı elinizdeki eser, bu meselelere ışık tutacaktır.
Burada bir hususa dikkat çekmek yerinde olacaktır:
Yazar, Arap olduğu için Arap-İslam kültürü ifadesini kullanmaktadır. Bu, bazı Türk okuyucularının tepkisini çekebilir. Ancak yazarın amacı Arap milliyetçiliği yapmak değildir. Nitekim biz de, eserlerimizde yeri geldiğinde Türk-İslam kültürü ifadesini kullanırız. Türk okuyucu isterse Arap kelimesini kaldırıp yerine Türk kelimesini koyarak Türk-İslam kültürü şeklinde de okuyabilir.
Yazar, eserin ilgili bölümünde Arap denilince batılıların aklına Müslüman geldiğini ve bunların eşanlatılı gibi olduğunu söylemektedir. Biz bunu "Türk" için böyle biliriz. Ama "Arap" içinde böyle olması yadırganacak bir durum değildir. Çünkü Hz. Muhammed Arap'tır, İslam dininin kutsal kitabı Arapçadır ve Araplar asırlarca İslam'ın sancaktarlığını yapmışlardır. Türkler, Anadolu üzerinden batıya akınlar yaparak adını duyurduğu gibi, Araplar da İspanya'daki egemenliği ile adını duyurmuştur.
Sözü fazla uzatmadan okuyucuyu eserle baş başa bırakalım.