Yazar | : | Prof. Dr. Olcay Yazıcı |
İsbn | : | 9755960295 |
Yayın Tarihi | : | Aralık, 2006 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 275 |
Ölçü | : | 22,5 x 32 cm |
Yayınevi | : | Argos İletişim Hizmetleri |
Başımı kaldırdığımda, Anabilim Dalı Başkanı Bilgin Saydam karşımdaydı. Gülümseyerek, "Kliniğimizin 50 Kuruluş Yılı olduğunu fark ettim, bunun için bir albüm çıkarmamız güzel olurdu... Olcay, bu tam sana göre bir işi" dedi. Oysa psikiyatri hastalarının yaptığı resimlerden oluşan yorucu bir kitap çalışmasını bitireli çok olmamış ve böylesi 'sanatsal' çalışmalardan uzak durup, artık bilimsel alana konsantre olmaya kesin kararlı olduğumu herkese ilan etmiştim.
Diğer yandan, bir kliniğin (üstelik bu örnekte benim kliniğimin) ellinci yılı, tarihi bir dönüm noktasıydı. Kaçırıldığında bir daha yakalanamayacak bir an... İçimdeki şeytanın dürttüğünü hissettim: "Tam sana göre bir iş, üstelik küçük bir çalışma. Alt tarafı mezuniyet albümü gibi bir şey, ne olacak ki!". Şeytanın Avukatı filminin son sahnesi belirdi gözümün önünde: Şeytan rolündeki Al Pacino'nun, Keanan Ree'es'i, 'Sen aslan ve kaplansın' benzeri sözlerle 'kandırdıktan' sonra, başını kaldırıp gülerek. 'En sevdiğim günah... kendini beğenmişlik!' deyişini. Başımı kaldırdım. Bilgin gülümsemekteydi. Başımı indirip, 'Peki' dedim. (Sonra hain bir gülümsemeyle düşündüm: 'Ne de olsa çalışkan ve becerikli sekreterler var çevremde'. Nitekim Sibel Bölen, Ebru Altay'dan da destek alarak, canla başla çalışıp, bu albümün gerçekleşmesinde birinci derecede rol oynayacaktı).
Hemen, emekli hocalarımıza ulaşıp anılar ve eski fotoğraflarını istedik: Bu albümü onlar oluşturacaklardı. Onlar da bu dileği sevinçle karşıladılar ve yazılar gelmeye başladı. Önce Eflatun Adam'ın, sonra Özcan Köknel'in, sonra Selim Özaydın'ın yazıları geldi. Aslında beklediğim şey, kişisel bazı ilginç anı parçalarıydı. Yazılara şöyle bir göz atınca şaşırıp duraladım: Burada bir 'tarih' anlatılıyordu. Bu klinikte öğrenciliğimden profesörlüğüme geçen süreye karşın, hiç bilmediğim tarih sayfaları... Başka bir yerde henüz yazılmamış, belki şimdi yazmazsak hiç yazılmayacak sayfalar... Bir heyecan dalgasının beni sarmaya başladığını hissediyordum. Gene 'olan olmakta', bu proje de beni yavaş yavaş ele geçirmekteydi.