Yazar | : | Fahri Erdinç |
Yayın Tarihi | : | 1987 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 136 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Varlık Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Nazım Hikmet Ran |
Nazım Hikmet'in "Türkülerimiz en önde saldırmalıdır düşmana bizden önce boyanmalıdır türkülerimizin yüzü kana" demesi, türküyü silah saydığını, yığınlarla söyleşme, ant içercesine sözleşme saydığını, duygulandırıcı, düşündürücü ve devindirici bir çağrı saydığını söyler. Bu anlamda türkü, insanları hak ve özgürlükleri uğrunda kavgaya götürmenin geleneksel simgesi olan bayrakla özdeşleşir, bütünleşir.
Ben, büyük ozanımızın şiirsel sözlerinin, yıllardır bir Ruhi Su'nun, bir Zülfü Livaneli'nin ustaca ördükleri seslerle bütünleşerek bu nitelikleri kazandığına, türküleştiğine, bayraklaştığına, fotoğraf sanatçısı İsa Çelik'in koca ozanı simgeleyen gelincikleri gibi insanın gözlerine bakar, yüreğini avuçlar ve kanatlandırır hale geldiğine inanıyorum. Ve bundan ötürü sanatlarına büyük bir saygı duyuyorum.
Z. Livaneli Nazım'lı uzunçalar plağının kartonundaki sunu yazısında, Nazım gerçeğini vurgularken, onun dünyaca yaygınlığını belirtme bakımından çok açık ve özlü bir "rapor" veriyor:
"- Japon arkadaşım Akira, Nazım'ın birkaç şiirini ezbere biliyordu. 'Japon balıkçısı' şiirinden yapılan şarkının plağı ülkede en çok satılanlar arasında. Balıkçıların çoğu bu şarkıyı biliyor." "- Atina'da müzik dinlediğim salonlarda Nazım'ın şarkılarıyla karşılaştım. Peleponez'de yaşlı bir adam 'Anginapektoris' şiirini ezbere okudu."
"- Finlandiya'da, onun bestelenmiş şiirlerinden yapılmış üç uzunçalar dinledim."
"- Belçikalı şarkıcı dostum Jules Beaucaine, grubu ile birlikte 'Bulutlar adam öldürmesin'i dinletti bana."
"- İranlı dostlar, Nazım'ı kitaplıklarında başköşeye yerleştiriyorlardı."
"- Amerikalı Peter Seeger ve Pol Robson'un plaklarından Nazım'ı dinledim."
"- Viyana festivalinde tanıdığım İspanyol Jose Dolado, gitar kutusunun içinden, okuyacağı şarkıların sözlerini çıkardı. Dört parçadan biri Nazım'dı... "