Yazar | : | Refik Halid Karay |
Yayın Tarihi | : | 1956 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 212 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Tirkeş Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Refik Halit Karay |
Not defterime baktım; kaydetmişim: 1941 yılı Haziranının on ikinci cumartesi günü hava sıcakmış; pazarları çıkan haftalık yazımı götürmek üzere Erenköy'ündeki köşkümüzden şehre inmişim, gazete idarehanesine uğramışım. İyice hatırlıyorum: Başmuharrir ile içinde bulunduğumuz ikinci dünya harbine dair konuşurken odaya gazeteci arkadaşlardan biri girdi; elindeki kâğıtları masanın üstüne bırakarak dedi ki:
- Röportajımı yaptım, bitirdim. Buyurunuz.
- O genç kadınla da konuştunuz, tabii?
- Evet... Vakayı bütün tafsilatıyla anlattı. Hepsi doğru imiş.
Arkadaş gitti. Başmuharrir desteyi bana uzattı:
- Hocam, dedi, şunlara bir göz gezdiriniz. Çok enteresan bir iş, bir skandal... Sizi alakadar edeceğini sanıyorum. Göreceksiniz, memlekette din hala ne mükemmel cer vasıtası oluyor, ne entrikalara alet ediliyor! Hem de münevverler muhitinde, yüksek sosyetede...
İlave etti:
- Gazetede bunu meydana koyacağım, hükümeti harekete getireceğim.
Kâğıtları aldım, okudum, geri verdim. Röportajı pek iyi yazılmamış, sıralanmamış, vakanın kahramanları ve muhitleri kâfi kuvvette belirtilememişti amma mevzu gerçekten ehemmiyetli, canlı ve şaşırtıcı idi. Havsalama sığdıramamıştım, inanmakta zorluk çektim.
Aradan günler geçti. Baktım ki neşredilmiyor, sebebini sordum. Dediler ki:
- Hükümet izin vermedi. Galiba nüfuzlu bir adam meselenin ortaya atılmasını, dal budak salmasını istemiyor. Malum ya, şimdi harp dolayısıyla matbuat hürriyeti büsbütün kösteklendi. Şu sırada bir temizlik amelesinin tenkit edilmesi bile hoş karşılanmamaktadır. Baştakiler hop oturup hop kalkıyorlar. Sulhu beklemek lazım.
Hakikaten de öyle idi; bilhassa harp esnasında gazetelerin neşriyatını bir sürü acayip, çoğu komik direktiflerle hükümet idare ediyordu. Sansür konmamıştı amma matbuat beterine uğratılmıştı; zira mesuliyet kendisine yükletiliyor, çileyi de, cezayı da kendisi çekiyordu…