Yazar | : | Çetin Altan |
İsbn | : | 9753634897 |
Yayın Tarihi | : | Haziran, 1998 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 178 |
Ölçü | : | 13,5 x 21 cm |
Yayınevi | : | Yky |
Kadın, ışık ve ateş...
Çetin Altan'ın, uluslararası bir yelpazede canlandırdığı bir tutam ünlü ünsüz kadın portresi... Onlara duyduğu yalın ve içten sevginin anonim aşk mektupları... Hüzünleri, gülüşleri yürekten paylaşımları, beklentileri ve zaman zaman uğradığı hayal kırıklıklarıyla öfkelerin yazıları...
Bu yazıların tümü kadın içerikli, ama salt kadınlar için değil. Kadınla erkek yaşamda ayrı kulvarlarda mı koşuyorlar ki, yazılarda ayrılsınlar?
Onlar, cennetten kovulduklarından bu yana aynı fırtınanın içinde kimi el ele, kimi saç saça baş başa savrulup durmuyorlar mı?
Yaşamından yüzde yüz hoşnut olan ne bir kadına, ne bir erkeğe rastlanmış. Her ikisi de ölüm korkusuyla cebelleştiğinden belki de...
İşin duygusal yanı, kımıldadıkça çeşitlenen bir sihirli kaleydoskop gibi. Kadın ya da erkek diye ayrılamayan...
Aşk, hayal kırıklığı, mutluluk, gözyaşı ya da kahkahanın cinsiyeti yok.
Ama yaşamdan pay almaktaki eşitsizliklerde; yani ekmek kavgasında önce sınıflar sorunu, sonra da -ayrı bir inceleme konusu olacak ölçüde- kadınlar sorunu ortaya çıkmakta. O nedenledir ki kadınlar da gitgide yoğunlaşan bit kreşendo halinde kendi haklarını savunma seferberliğini, geliştiriyorlar. 8 Mart
. Dünya Kadınlar Günü bunun en çarpıcı simgesi...
Çok yaygın ama kanıtlanmamış söylencelere göre Kadınlar Günü'nün tarihi 18S7'ye kadar gidiyor. New York tekstil endüstrisinin kadın işçileri düşük ücret ve kötü çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla bu tarihte geniş bir greve gidiyorlar ve grev polis tarafından şiddetle bastırılıyor.
1908'de yine binlerce kadın işçi aynı gerekçelere "çocuk emeği sömürüsüne son" ve "kadınlara oy hakkı" istemlerini de ekleyerek tekrar greve gidiyorlar. Ve sonuçta yine güvenlik güçleri grevi bastırıp yüzlerce kadını hapse atıyor.