Yazar | : | Muhittin Birgen, Zeki Arıkan |
İsbn | : | 975605123x |
Yayın Tarihi | : | Nisan, 2006 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 365 |
Ölçü | : | 14,5 x 21 cm |
Yayınevi | : | Kitap Yayınevi |
Talat, Enver ve Cemal Paşaların kaçtıkları haberi şehirde bir bomba gibi patlamıştı. Zannedersem mütarekenin akdini takip eden ikinci ve üçüncü günüydü. Sabahleyin kırmızı konağa gittiğim zaman mühim bir haber aldım: Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa, İsmail Hakkı Paşa, Doktor Nazım, Doktor Bahaettin Şakir, beraberlerinde birkaç Alman zabiti olduğu halde kaçmışlar!..
Bu haber memlekette top gibi patlamıştı. Bilhassa infilak, en mühim tahribatını kırmızı konakta, yeni teşekkül eden Teceddüt Fırkası'nda yapıyordu: Onların kaçmış olmaları Teceddütçülerin mevkilerini güçleştiriyordu. Hadise, onlara karşı yapılacak hücumların artmasına sebep olacaktı.
Havadisin ilk tefsiri, umumiyetle bir takbih tesiri oldu. Evvela, herkes bu hadiseyi beğenmiyordu. Bu kadar senedir, memleketin içinde olup biten şeylerin mesuliyeti, şimdi böyle korkakça kaçacak yerde memlekette oturup sorulacak suallere cevap vermek ve icap ederse kahramanca boyunlarını ipe, göğüslerini kurşuna teslim etmeleri lazım gelmez miydi? Fakat Talat Paşa'yı sevenler, Enver Paşa'nın her şeye rağmen ona karşı ruhen bağlılık duyan birkaç kişi, bu fikre karşı reaksiyon yapmaktan hali kalmadılar.
Memlekette kalıp hayatlarını muhakkak bir tehlikeye atmak, bir bakımdan kahramanlıktı; fakat, sual ve cevap milletle olamayacağına, nefislerini düşmana ve onun uşaklarına teslim edeceklerine göre neden dolayı kaçmayacaklardı? Bu fırtına esnasında bir tarafa çekilip vukuata intizar etmeleri neden fena bir şey olacaktı?