İstanbul'da Bir Kent Kondu - Ümraniye

Yazar : Sema Erder
İsbn : 975-470-538-0
Yayın Tarihi : 2006
Sayfa Sayısı : 310
Ölçü : 13 x 19,5 cm
Yayınevi : Iletişim

İstanbul, tarih boyunca, devingen ve kozmopolitan nüfusa sahip bir göç kenti olagelmiştir. Ancak, 1950'1ere kadar, İstanbul'da yaşayanların kozmopolitan özellikleri genel olarak "kentlilik" platformunda birleşmekteydi ve kentteki çeşitlilik, tarihsel mirasın kente taşıdığı "dinsel" mozaiğin farklılıklarıyla algılanmaktaydı! 1950 sonrasında ise, İstanbul, sayısal açıdan büyük ve farklı nitelikler taşıyan bir göç hareketinin varış noktası olmuştur. Bu dönemdeki gelişmeler, İstanbul'daki nüfusun homojenleşmesini ve müslümanlaşmasını birlikte getirmiştir ama "kozmopolit" olma niteliğini azaltmamıştır. İstanbul'a bu dönemde Balkanlar'dan ve Türkiye'nin farklı bölgelerinden, farklı nitelikte, farklı kültürel özelliklere sahip gruplar göç etmiştir. Ancak kentlileri en çok yadırgatan göç türü "köylü" göçü olmuştur. "Köylüler", kente gelişlerinden yerleşmelerine, konut edinme biçimlerinden yaşama alışkanlıklarına ve yaptıkları işlere kadar "sorun" olarak en çok gündeme gelen grubu oluşturmuştur. Göç ve gecekondu konuları, İstanbul'da, uzun süre, "kentli-köylü" ikilemi üzerinde yoğunlaşan ve "kentlerin köylüleşmesi" söylemiyle beslenen bu kültür farkı üzerinde tartışılmışıdır. 1980'lere kadar kamuoyunu, kentle ilgili kamu kurumlarını ve akademik çevreleri homojen bir grup olarak düşünülen "köylüler"in kentle bütünleşmesi sorunu meşgul etmiştir. Kentte yaşanan her sorunu "köylü" göçüne ve "köylüler"in kente uyum sağlayamamalarına bağlamak da neredeyse bir alışkanlık haline gelmiştir. Kentin çevresindeki kırsal alanlara tamamen kendi çabaları, kendi kaynakları, kendi ilişkileriyle yerleşen köylüler, uzun bir süre, kentin merkezindeki grupların erkekleri için "ucuz ve uysal işçi", kadınları için eğitilmeye muhtaç "ucuz hizmetçi", politikacıları içinse kendilerine dokunulmadığı sürece oylarını esirgemeyen seçmenlerin "depo"su anlamına geldi. Kentteki mevcut kentsel kurumlar ve formel yönetim de, yine aynı uzun süreçte, sadece kentin merkezi için işleyen bir makine oldu. Kamu yöneticileri, önceleri, kentin çevresinde oluşan bu yeni alanları "kırsal alan", orada yaşayanları ise "köylü" olarak tanımladılar...
******Sema Erder
DİKKAT!
İstanbul Kitapları (7654 kitap)
ve
Osmanlı Kitapları (2586 kitap)
Koleksiyonları satılıktır.
Çok kıymetli ve nadir kitapları da kapsayan bu
Koleksiyonları almak isteyenler
İletişim paragrafından lütfen mesaj gönderin...