Yazar | : | Ara Güler |
İsbn | : | 9786058881303 |
Yayın Tarihi | : | Kasım, 2011 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 120 |
Ölçü | : | 22 x 27 cm |
Yayınevi | : | Point Hotel Taksim |
İstanbul, Jean Giraudoux'nun "La Folle de Chaillot"sudur. Fikret Adil bu oyunu "Deli Saraylı" adı ile Türkçeye uyarlamıştı. Çocukluğumdan beri. İstanbul'un bu deli saraylı olduğunu düşünürüm. Ama öyle bir deli saraylı ki, hem Roma'da hem Bizans'ta hem Osmanlı'da yaşamış... Birikimlerin deli saraylısı. Hipodromda gladyatörlerle birlikte ata binmiş, Bizans sarayında gözde olmuş, Zoe adıyla, Teodora adıyla imparatoriçelik tahtına oturmuş, Osmanlı'da Hürrem Sultan olmuş... Bugün bile kenti gezerken Binbirdirek Sarnıcı'nın sütunları arkasından sizi gözler, geceleri Bizans saray mozaiklerinin üzerinde dolaşır, Tekfur Sarayı'nın penceresinden bizi izler.
Bugün artık ihtiyar bir deli saraylı olmuştur; süslenmeyi ihmal etmez, takar takıştırır, kokularını sürer; bir sürü çekmecesi vardır, içleri eski günlerin görkeminden kalma mücevherlerle doludur. Bu İstanbul denen deli saraylının neresine dokunsan, altından bir mücevher çıkar.
Bu deli saraylı İstanbul henüz ölmedi belki ama örümcek misali gecekondular sarmıştır çevresini. Takıp takıştırıp çıksa bile Binbirdirek'teki köşesinden, belki tanıyanı bile olmayacaktır. Bu deli saraylı bastonlu, ihtiyar bir nine midir, yoksa bir hayalet mi?. Bunun kimse farkında olmayacaktır.
Deli saraylılığını yitirmiş bir İstanbul bence kuru bir şey olur. Yaşamı eksik kalır, şarkısı duyulmaz, dünyanın öbür kentlerine benzer; her şeyi vardır ama hiçbir şeyi yoktur. Çünkü ruhu eksiktir. Yine adı İstanbul olur ama başka İstanbul olur; zaten olmaya başladığı gibi.