DOLAPDERE (Sayfa 94) - Şükran Büyüktunca, Ertuğrul Balıkçıoğlu İffet Hanım Rum yengesi Eleni'den öğrendiği likörleri damacanalarla yapardı. Yalnızca ilaçlama pilotu kocası Orhan Bey'le içmek için değil, eve gelen gidene özenle ama bir o kadar cömertçe ikram edebilmek arzusuyla tabi ki... Rivayet değil gerçeğin ta kendisiydi dilden dile dolaşan, curcunalı bir sokağa bakan iki katlı ahşap evde yaşanan olağanüstü durumlar. Birbirlerini öldüresiye (gerçekten de arada sırada birbirlerini öldürmeye kalkışırlardı) bir aşkla seven iffet hanım ve Orhan beyin bence en meşhur hikâyesi eve gelen nüfus sayım memuruyla ilgili alanıdır. Evlerine sayım yapmak için gelen memura o birbirinden leziz likörlerini tüm zerafetiyle ikram eden İffet Hanım ve Orhan Bey bir de güzel muhabbet tuttururlar. Yok ahududuydu, "aman vişne likörünü de deneyin lüütfennn!" "ama bunu mutlaka tatmalısınız" sözleri arasında peşi sıra yuvarlanan likörlerle tatlı bir rehavete sürüklenen adamcağızın bir süre sonra mükellef bir şekilde donatılan rakı sofrasına hayır diyecek hali kalmaz. Akşam üzeri yalpalayarak evden çıktığını gören komşular duruma pek de şaşırmazlar. (Sayım memuru ise bütün gün boyunca neden sadece iki kişiyi sayabildiğini düşünmektedir. ) Dolapdere'de o vakitler oturan Rum, Ermeni, Yahudi, Roman ve Türklerin renkli hayatları ne de olsa kendileri için sıradandır. İtalyan gezgini Edmondo de Amici'nin 1870' lerde Dolapdere'nin batısında yer alan Tatavla Rum köyünün ünlü meyhanelerinden söz etmesi de Dolapdere için ayrıcalıklı bir tanıklıktır. Semt, çeşitli dinsel ve etnik grupların bir arada yaşadığı bölge olma özelliğini uzun yıllar korur. 1950'lerden sonra ise semtin sosyal yapısı orta halliden dar gelirliye doğru bir geçiş arzeder. Şimdilerde durum biraz daha farklı. Azınlıklar semti terkedeli çok zaman oldu. En basit örnekle belirtmek gerekirse Evangelistra Kilisesi'nin yanındaki Rum İlkokulu'nun kapıları öğrencisi olmadığı için yaklaşık yirmi yıldır kapalı. Dolapdereliler özellikle son 5-6 yıldır Güneydoğu illerinden semte göç eden yeni sakinlere karşı tavırlı değiller ancak bir şartları da var. "Kim gelirse gelsin kapımız sonuna kadar açık..."

---