Yazar | : | Hikmet Temel Akarsu |
İsbn | : | 9751014719 |
Yayın Tarihi | : | 1999 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 208 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılâp Kitabevi |
Kadıköy vapurunun iskeleye her yanaşması ayrı bir yenilgi öyküsü gibidir. Koya girerken suskunlaşır vapur. Aceleci simaların erken inmek için çıkış tarafına birikmesiyle yana yatar. O esnada gereksiz bir çığlık yükselir vapurdan. Küçük bir maceranın daha sonu, der gibi... Arka planda kalan, Alman tarzı gar binası kara bir istimle perdelenir. Arka sol görüntüde ise yüzyılların yorgun silueti ve minareler sezilir... Asya ile Avrupa arasında her gün gidip gelen bezgin kalabalığın hayallerinin, rüyalarının özeti gibi bir manzara oluşur. Ait olamamanın resmi... Şehrimizin hikâyesi gibi...
Renk vermekte zorlanan yorgun bir denizin ürpertici umursamazlığı üzerinde ya da midillisinin tadını çıkaran çocuklar gibi seyreden şehir kaptanlarının yönetimi altında bu minik seyahati yapmış olmak insanı kederlerinden alıkoymaz.
Daha vapura binerken garip hisler teslim alır insanı...
Vapura binmeye çabaladığın, beyaza boyalı, iri yarı gaz tenekesini andıran Avrupa yakası iskelesi hep karanlıktır sanki. "Bu karanlık neden?" diye tavana baktığında floresan lambaların yandığını görürsün. Buna şaşarsın. Ama içindeki karanlık duygusu silinmez. En güneşli günde bile. Terleme ve çürümesini itiraf etmekte direnen tavanlar küçük kasvetli seyahatin habercisi gibi bakar sana. Kalabalık arasında yapayalnızsındır. Rutubet kokusu kalplere kadar sinmiştir. Düzensiz traş olmayı hayatın anlamı bellemiş üniversiteli gençler boş boş rıhtım kapılarında, belirecek vapur tarafına bakarlar. Turnike sesleri beynine matkap gibi işlemektedir. Fakirlerin yüz karası, cazgır simitçiler, seyyar satıcılar avaz avazdır. Tuhaftır; bu çığlıklar dimağlarda yer etmiş soluk yalnızlığı bozamaz. İğfal edilmiş bir bakirenin utancı ile vapura binilir. Aceleci, suskun, tedirgin, kovalanır gibi, parmak uçlarına basarak, baş önde...
Bir sonraki hamle, düşünsel kast sistemindeki yerine doğru ilerlemektir. Sahte âşıklar, yalan serenatlarını döktürmek için dış banklara dizilirler...