| Yazar | : | Jak Deleon |
| İsbn | : | 975-480-025-1 |
| Yayın Tarihi | : | 1989 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 142 |
| Ölçü | : | 12 x 19,5 cm |
| Yayınevi | : | Cep Kitapları |
Günümüzden 50 yıl sonra bu kitabı sahaflarda arayıp bulacak olan "nostaljik entellektüel"lere açık mektup:
1980'lerin 1990'lara devrilmekte olduğu şu demlerde İstanbul barlarının sayısı bu kitapta anlatıldığı kadarıyla kalmıyor doğal olarak. Kitap tamamlandığında, yayımlandığında, okur bitirip bir kenara koyduğunda onlarca yeni bar daha açılmış olacak. Bu yüzden İstanbul barlarının eksiksiz bir dökümünü yapmak, "komple" tarihini yazmak mümkün değil. Bu ince kitapta, "var" olan tüm barlar "ölümsüz"leştirilememiş, İstanbul'un derin keyif tarihine kıyısından bucağından da olsa mühür vurmuş, en azından çentik atmış olanlar "ak kâğıt üstüne kara yazıyla" işlenmiştir. Kaldı ki her bar için bir sayfacık bile ayrılsa, fasikül fasikül bir "bar ansiklopedisi"ne yönelmek gerekirdi; "Bar Brittanica", "Bar Larousse" gibi. Yazılanlarla yazılmayanları (tarih olsun diye) harmanlayıp sayalım: Yelkovan, Lalezar, Şamdan, Terrace, Cep, Hanedan, Bizans, Hipodrom, Babıali (Ramada Oteli), Zıbar, Mısra, Noyan ve Noyan, Villa Konak, Baca, Mum, Sanat, Papillion, Paccare, Matine-Suare, Paprika, Merhaba, Mülkiyeliler Birliği, Nostalji, Martı, Çiçek, Eskici, Kadeh (eski Cheers, sonra İl Teatro), Eylül, Kehribar, Şamdan, Park Şamdan, Veli, Park, Garibaldi, Ambiance, Underground, Gitanes, Çatı, Papirüs, Taksim Sanatevi, Bilsak, Ziya, Yeşil, Pera Palas, Park Otel ve Özdemir Asaf (ikisi de bugün yaşamıyor), Kulis, Plaza, Little Italy, Chez Lamartine, Cazbar, Bebek Otel, Kalem, Şadırvan, Cemi! İpekçi, Pera, Bukalemun, Kedi, Dilhayat, Beyoğlu, Zihni, Ece, Cağaloğlu Hamamı (Old Marble), Gazeteciler Cemiyeti, Han, Günay, Aztek, Ertekin, Elma, Ivory, Sımarak, Maskara, Mentel, Yetkin, Maarifliler Evi, Atlantic, Memo's, Günay, Avni ... Unuttuklarımız var mı? Tonla! Ama yukarıda değindik, tümünü işlemenin imkânı yok, ömür vakfedeceksin ki "dört dörtlük" bir "eser" çıksın ortaya. Saydıklarımızın da bir bölümünü ele aldık, en "tipik" ve "cevval" olanlarını, muhabbet sırasında dillerden düşmeyenleri...