İsbn | : | 9786050100686 |
Yayın Tarihi | : | Şubat, 2011 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 204 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası |
İstanbul Anadolu Yakası elektrik dağıtımının özelleştirilmesi, 24 Ocak 1980 ekonomik kararları ve onu izleyen 12 Eylül askeri darbesinin ardından gelen sermaye tahakkümünün, enerji alanında gerçekleştirdiği ilk özelleştirme örneklerinden birini oluşturmuştur.
Aktaş Elektrik tabelası, İstanbul`un Anadolu Yakası'na değil de sanki özelleştirme gemisinin pruvasına asılmıştı.
AKTAŞ Elektrik, ihale yapılmadan, bedel alınmadan, doğru dürüst bir sözleşme bile imzalanmadan 1989 yılında çıkartılan bir Bakanlar Kurulu kararıyla, bölgenin tüm dağıtım tesislerini devraldı.
Şirket, işten çıkarılan nitelikli işçilerin yerini, niteliksiz taşeron işçileriyle doldurmaya kalkıştı. Verilen hizmetin kalitesi birden düştü, ortaya çıkan arızalar bazen günlerce giderilemedi. Elektrik Mühendisleri Odası, bir taraftan kamuoyundan yükselmeye başlayan şikâyetlerin takipçisi olarak, basın açıklamaları ve açık oturumlarla, özelleştirmenin gerçek yüzünü ifşa ederken, kamusal alanda görevini yerine getirmeye başlamıştı.
Özelleştirmenin gerçek yüzünü Aktaş Elektrik, asıl bundan sonra gösterecek; kendisine sağlanan fiyat avantajıyla yetinmeyerek, faturalarda yaptığı usulsüzlüklerle kârına kâr ekleyecek, bedelini kamudan aldığı yatırımları zamanında tamamlamayacak, üstelik bunları paravan şirketlerine yaptırarak haksız kazanç sağlayacak, borsayı yanıltarak binlerce insanı mağdur edecek, üstüne üstlük de kamuya olan borçlarını ödemeyerek, kamuyu zarara uğratacaktı.
AKTAŞ Elektrik tarihe elektrik enerjisini stoklamayı başaran şirket olarak geçti. Bu durum, muhasebe oyunlarının nerelere kadar götürüldüğünü gösteriyordu. Ama bundan daha fazlasını da başardı ve mahsuplaşma için gerekli evrakları SEKA'ya satarak, hem delilleri ortadan kaldırdı, hem de atık kâğıttan para kazandı.
AKTAŞ ,özelleştirmenin tüm olumsuzluklarını ortaya döken bir örnek olduğu kadar, özelleştirme karşıtı mücadeleye ışık tutan bir süreci de emek mücadelesine kazandırmıştır.
Kamu çalışanıyken özel bir şirkete devredilen işçiler, işlerinden olma pahasına direndiler. Davalar açtılar, kazandılar.
Elektrik Mühendisleri Odası da başından buyana konunun tarafı oldu. Dönemin Oda yöneticileri, her sorunun üzerine gittiler. EMO`nun açtığı dava özelleştirmecilerin aleyhine sonuçlandı ve kararlı bir mücadeleyle İstanbul Anadolu Yakası'nın elektrik dağıtım tesisleri 2002 yılında tekrar kamuya devredilmek zorunda kalındı.
Artık mızrak çuvala sığmayınca özelleştirme yanlıları için yeni bir savunma mekanizması geliştirilmeliydi. AKTAŞ, özelleştirmenin kötü bir örneğiydi; özelleştirme böyle olmazdı ki!
Aktaş Elektrik'i günah keçisi ilan edince, özelleştirmeler pirüpak olacaktı sanki. Oysa bine yakın belge, yüzlerce gazete haberi ve onlarca tanık anlatımının kaynaklık ettiği 12 yıllık serüveni gözler önüne seren bu kitap, bize, "kazın ayağının" hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
Şimdi ülkemizin tüm elektrifikasyon altyapısı parça parça özel şirketlere devredilerek yeni AKTAŞ'lar yaratılması gündemde.
Tam da bu dönemde ilk enerji özelleştirmesi örneği olan AKTAŞ uygulamaları ve buna karşı yürütülen mücadele, Ersin Toker'in kaleminden ve canlı tanıkların anlatımlarıyla kitap haline getirildi.
Bu çalışmayı, ülkenin elektrik dağıtım tesislerinin özelleştirildiği günümüze ışık tutması ve ısrarlı bir mücadeleyle nasıl kazanımlar elde edileceğini göstermesi umuduyla tüm mağdurların ve direnenlerin değerlendirmesine sunuyoruz.